Dolandırıcılık - güveni kötüye kullanma - şantaj - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/6526 Esas 2016/3041 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6526
Karar No: 2016/3041
Karar Tarihi: 16.03.2016

Dolandırıcılık - güveni kötüye kullanma - şantaj - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/6526 Esas 2016/3041 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, dolandırıcılık suçundan 10 ay hapis ve 2000 TL adli para cezasına mahkum edildi. Güveni kötüye kullanma suçundan 5 ay hapis ve 2000 TL adli para cezasına çarptırıldı. Şantaj suçundan 10 ay hapis ve 2000 TL adli para cezasına mahkum edildi. Sanığın kız arkadaşını tanıştırdığı bir kişi, kendisini galerici olarak tanıtan sanıkla tanıştı. Sanık, kişinin aracını satıp yerine başka bir araç vereceğini söyledi ancak bu sözünü tutmadı. Ayrıca, katılanın babasının durumunu öğrenip sıkıştırması sonucu, sanık tarafından kiralık bir araç getirildi ancak katılan bu araçla kaza yaptı. Sanık, suçlamaları reddetti. Kanun maddeleri ise şöyle sıralandı: Türk Ceza Kanunu'nun 157/1, 155/1 ve 107/1 maddeleri uyarınca dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve şantaj suçları işlenmiştir.
23. Ceza Dairesi         2015/6526 E.  ,  2016/3041 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, şantaj
HÜKÜM : 1-Dolandırıcılık suçundan;
TCK"nın 157/1, 62, 52/2, 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 2.000 TL adli para cezası ile belli hakları kullanmaktan yoksunluğa,
2-Güveni kötüye kullanma suçundan;
TCK"nın 155/1, 62, 52/2, 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 2.000 TL adli para cezası ile belli hakları kullanmaktan yoksunluğa,
3-Şantaj suçundan;
TCK"nın 107/1, 62, 52/2, 53/1-2- 3. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 2.000 TL adli para cezası ile belli hakları kullanmaktan yoksunluğa ilişkin

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Temyiz dışı sanık ..."in kız arkadaşı olan katılanı sanıkla tanıştırdığı, kendisini galerici olarak tanıtan sanığın, kullanmakta olduğu aracı satıp ... marka araba satın almak isteyen katılanın ... plaka sayılı aracını satmak üzere vekaletname aldığı, araç satıldığında yerine ... marka bir araç teslim edeceğini söylediği, sanığın aracı satmasına rağmen karşılığında katılana istediği aracı teslim etmediği, sanığın katılanı uzun süre oyaladığı, bu sırada katılanın babasının durumu öğrenip katılanı sıkıştırdığı, bu nedenle sıkıntıya düşen katılana sanık tarafından kiralık, kırmızı, istediği modelde bir aracın getirildiği, katılanın bu kiralık aracı kullanırken kaza yaptığı, sanıkların aracı alarak tamir ettirmek istedikleri ve katılana 20.000 TL araç masrafı çıkardıkları, ödenmemesi halinde durumu babasına söyleyeceklerini bildirdikleri, bunun üzerine katılanın, babasının durumu öğrenmemesi için 20.000 TL"lik senedi sanık ..."a verdiği, daha sonra senedin işe yaramadığı söylenerek katılana iade edildiği ve katılandan kredi çekmesi için tapuda kendi üzerine kayıtlı taşınmazın satış vekaleti vermesinin istendiği, sanığın belirtilen hususları yerine getirmediği takdirde katılanın bir takım aile sırlarını açıklayacağını söylediği, katılanın kendisine ait taşınmazın satışına ilişkin sanık ..."ya vekalet verdiği,..."nın da..."ın yönlendirmesi ile..."ın arkadaşı olan ..."e vekalet verdiği ancak bu taşınmazı katılanın geri aldığı, daha sonra sanık ... tarafından katılana bej rengi hasarlı ve üzerinde haciz bulunan... marka bir araç teslim edildiği bu şekilde katılanın zarara uğratıldığı ayrıca sanığın, katılana ait dizüstü bilgisayarı bir işyerine sattığı, sanığın bu suretle güveni kötüye kullanma, şantaj ve dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia olunan olayda;
1-Dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın hacizli ve hasarlı olduğunu gizlediği aracı katılana teslim ettiği tüm dosya kapsamından anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,hüküm fıkrasından adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “120 gün”, “100 gün” ve ”2000 TL” adli para cezası ibarelerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, ”4 gün” ve “80 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi, suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2-Güveni kötüye kullanma ve şantaj suçlarından verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-Güveni köyüye kullanma suçu bakımından, Anayasa"nın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34/1, 230 maddeleri ile 1412 sayılı CMUK"nın 308/7. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden gerekçesiz karar verilmesi,
b-Şantaj suçu bakımından, sanığın suçu işlediğine ilişkin katılanın iddiası dışında her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden dosya kapsamına uygun olmayan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyete karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/03/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.













Hemen Ara