Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/5715 Esas 2016/1239 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5715
Karar No: 2016/1239
Karar Tarihi: 15.02.2016

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/5715 Esas 2016/1239 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, trafik kazasında yaralanan bir kişinin polise gerçek kimlik bilgilerini vermek yerine sahte bir kimlik bildirmesi nedeniyle resmi belgede yalan beyanda bulunmak suçundan yargılandığı belirtiliyor. Ancak sanığın gerçek kimliğinin telefon görüşmeleri ile tespit edildiği ve gerçeğe aykırı bir belgenin düzenlenmesine sebep olmadığı anlaşıldığı için suçun unsurlarının oluşmadığı hüküm altına alınıyor. Bunun yerine sanığın kimliğini gerçeğe aykırı bildirme kabahatini işlediği kabul ediliyor. Kararın sonunda ise sanığın bu kabahatten dolayı idari para cezasına çarptırılmaması gerektiği belirtiliyor. Kararda, sanığın lehine olan kanun maddeleri olan 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi ve CMUK'nun 321. maddesi detaylı bir şekilde açıklanıyor.
21. Ceza Dairesi         2015/5715 E.  ,  2016/1239 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan

Hüküm fıkrasında yanlış gösterilen uygulama maddesinin TCK"nun 206/1. olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir.
Olay günü trafik kazasında yaralanan ve hastaneye kaldırıldığında kendi kimlik bilgilerini doğru olarak bildiren ancak polis memurlarınca trafik kazası ile ilgili olarak ifadesi alınmak istendiğinde, hakkındaki kesinleşmiş ilamın infazından kurtulmak amacıyla görevli polis memurlarına kendisinin daha önce bildirmiş olduğu ............... olmadığını kendisinin "..............." olduğunu beyan ettiği ancak kimlik bilgileri konusunda verdiği çelişkili beyanlar üzerine polis memurlarınca gerçek "...............""ın telefon numarasının tespit edilerek yapılan telefon görüşmeleri sonucunda sanığın "..............." olmadığının tespit edilen sanığın gerçeğe aykırı bir belgenin düzenlenmesine sebebiyet vermediğinin anlaşılması karşısında, yüklenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun unsurlarının oluşmadığı, ancak eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. madde ve fıkrasında düzenlenen "kimliğini gerçeğe aykırı bildirme " kabahatini oluşturduğunun gözetilmemesi ,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının, eylemin gerçekleştiği 18.11.2010 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK.nun 322 ve Kabahatler Kanununun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanununun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 15.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara