Esas No: 2013/6935
Karar No: 2014/6186
Karar Tarihi: 30.10.2014
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/6935 Esas 2014/6186 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinin feshinin tespiti talebinden ibarettir. Davacı yüklenici, davalı ise; iş sahibidir. Davacı vekili, davalı iş sahibinin ... Sokak Sağlıklaştırma Uygulamaları ile ilgili 2011 yılı işini aldıklarını ve sözleşme tasarısı imzaladıklarını, işe devam ederken davalı iş sahibinin anlaşılmaz şekilde dava konusu ettikleri kararı alarak sözleşmeyi feshettiklerini, feshe ilişkin kararın ortadan kaldırılmasını talep etmiş, davalı vekili ise; davacı yüklenici ile Kamu İhale Kanunu kapsamında sözleşme yapıldığını ve davacının işe başladığını, davacının imalâtlara geç başladığını, imalâtların fen ve sanat kurallarına aykırı şekilde yapıldığını, davacının sözleşme hükümlerine açık bir şekilde aykırı davrandığını, bu nedenlerle idarenin aldığı karar ve uygulamalarının kanuna uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 114/1-h maddesinde hukuki yarar dava konusu şeye ilişkin dava şartı olarak düzenlenmiş bulunmaktadır. Öğretide hukuki yarar, dava açan kişinin hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir menfaati olarak tanımlanmakta ve dava açıldığı sırada bu hukuku korunma ihtiyacının mevcut olması dava şartı olarak aranmaktadır. Aksi halde, dava hukuki yarar yokluğundan, bir başka deyişle dava şartı yokluğundan reddedilmelidir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o anda gerekli olması durumunda hukuki yararın varlığından söz edilebilmektedir. Davacının hakkının korunması için bir mahkeme kararına ihtiyaç yok ise hukuki yarardan söz edilemez. Bir konuda mahkemeye başvurup karar almadan, daha basit ve daha kolay yol ile aynı sonuca ulaşılabiliyorsa bu konuda mahkemeye başvurmakta hukuki yararın varlığından söz edilemez.
Bu anlatımlar ışığında somut olaya geldiğimizde; davada sadece davalı idarenin aldığı feshe ilişkin kararın iptâli talep edilmekte, başkaca bu sözleşmeden kaynaklanan bir alacak dava konusu edilmemektedir. Sözleşmenin niteliği gereği fesih, tek taraflı irade beyanı ile yapılabilecek durumdadır. Feshe ilişkin haklarda talep edilmediğinden davalının bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu kabul edilemez. Bu nedenle davanın 6100 sayılı HMK"nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekirken davanın esası incelenerek red kararı verilmesi doğru olmamış ise de; sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi değiştirilerek hükmün HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK"nın 438/son. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: kararın gerekçesi değişik bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.