Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/10535 Esas 2014/23187 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10535
Karar No: 2014/23187
Karar Tarihi: 24.12.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/10535 Esas 2014/23187 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, davacının davalıya ait işyerinde çalıştığını ve işten çıkartıldıktan sonra kıdem, ihbar tazminatı ve ücret alacaklarının ödenmemesi üzerine açılmıştır. Mahkeme, davacının işyerinde fiili olarak çalışmadığını belirtmiş ve davanın reddine karar vermiştir. Ancak davacının SGK kayıtlarında çalıştığının belirtilmesi nedeniyle, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği ve davanın reddedilmesinin hatalı olduğu sonucuna varılmıştır. Kanunlar olarak, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4. ve 6. maddeleri incelenmiştir. Sigortalı olmak için fiili çalışmanın olgusunu gerektirdiği belirtilmiştir.
7. Hukuk Dairesi         2014/10535 E.  ,  2014/23187 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Çorum 2. İş Mahkemesi
    Tarihi : 17/04/2014
    Numarası : 2013/329-2014/168

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı, davalıya ait işyerinde işçi olarak 01/12/2006 ve 30/11/2012 tarihleri arasında sürekli olarak görev yaptığını, davalı tarafından herhangi bir sebebe dayanmadan işten çıkartıldığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen ücret alacaklarının tahsilini istemiştir.
    Davalı, davayı kabul etmediklerini, davacı tarafın davalı işyerinde herhangi bir fiili çalışmasının olmadığını, sadece davalının oğlu olan A.. Y.."ın eşi olması nedeni ile davalıya ait işyerinde 01.12.2006 tarihinden 01.05.2012 tarihine kadar sigortalı olarak gösterildiğini, bu tarihten sonra ise davacının A.. Y.."dan boşandığını ve davacının davalı işyerinde sigortalı olarak gösterilmesine son verildiğini, sadece bahsedilen yakın akrabalık ilişkisi nedeni ile geçici bir süreliğine sigortalı olarak gösterildiğini, bu nedenlerden davacının kıdem tazminatı taleplerinin haksız olduğunu, davacının davalı işyerinde herhangi bir fiili çalışması olmadığından kıdem, ihbar tazminatı ve ücret alacağı taleplerinin haksız olmakla birlikte davacının talep etmiş olduğu tüm alacak kalemlerinin de halihazırda zamanaşımına uğradığını, bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, her ne kadar davacı vekilinin davacının 01/12/2006-30/11/2012 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığından bahisle davacıya kıdem-ihbar tazminatı ile ödenmeyen işçilik alacaklarının ödenmesini talep etmiş ise de; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. maddesinde kimlerin sigortalı sayılacağı belirtildiği, Sosyal Güvenlik mevzuatına göre sigortalı olmanın en önemli koşulu fiili çalışma olgusu olduğu, yani bir kişinin bir işyerinde sigortalı gösterilmesi için o işyerinde fiilen çalışmasının şart olduğu, 5510 sayılı Kanunun 6. maddesinde kimlerin sigortalı olamayacaklarının belirtildiği, buna göre işverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi, akrabası vs. sigortalı olamayacağı, işverenin eşinin veya yakın akrabasının, kendi işyerinde sigortalı sayılması için çalışmanın belgelerle kanıtlaması, kendisine bir ücret verilmesi, bu ücret üzerinden kuruma sigorta priminin ödenmesi, ödenen ücretlerin işyeri kayıt ve belgelerine usulünce intikal ettirilmesi gerektiği, ayrıca Kanunun 4. maddesinde belirtildiği gibi, bir hizmet akdine istinaden o işyerinde fiilen çalışıyor olması gerektiği, tüm dosya kapsamı ve bu yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; hangi nedene dayanırsa dayansın sigortalı olmak için fiili çalışma olgusunun şart olduğu ve işyerinde çalışması olmayan kişinin hatır gönül ilişkisi, emeklilik günü dolsun, hastaneye gidebilsin, sağlık hizmetlerinden yararlansın diye çalışıyormuş gibi sigortalı gösterilmesinin fiili çalışma olgusunu ispata yeterli olmadığından, davacı tarafın da işyerindeki çalışmasını fiilen sürdürdüğüne ilişkin kesin ve somut bir delil veya yazılı belge sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacıya ait hizmet cetveli incelendiğinde davacının davalıya ait işyerinde 01.12.2006-31.01.2007 ve 25.06.2007-30.11.2011 tarihleri arasında çalıştığına dair sigorta primlerinin yatırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ve davalı tanıkları tarafların akrabaları ve davalı işyeri çalışanı olup davacı tanıkları davacının lokantaya ait örtüleri yıkadığını, davalının evinde ve çiftliğinde de çalıştığını beyan etmişlerdir. Davalı tanıkları ise davacının davalıya ait lokantada fiili çalışması olmadığını beyan etmişlerdir. Mahkemece davacının fiili çalışması olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de davacının çalışma olgusu konusunda halen geçerliliğini koruyan SGK kayıtlarının varlığı dikkate alındığında davacının SGK"na bildirilen 01.12.2006-31.01.2007 ve 25.06.2007-30.11.2011 tarihleri arasında çalıştığının kabulüyle talepleri hakkında işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken soyut davalı tanık beyanlarına itibarla davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara