Esas No: 2021/19413
Karar No: 2022/2352
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/19413 Esas 2022/2352 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2021/19413 E. , 2022/2352 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Sanığın atılı suçtan mahkumiyetine dair Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 09.09.2020 gün ve 2020/1 Esas, 2020/130 Karar sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Olayın intikal şekli ve özellikle süresi, mağdurenin aşamalardaki çelişkili ifadeleri, sanığın eski eşi olan müşteki ... ile mağdurenin ablası tanık ...’nin beyanları, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkumiyet kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine düzeltilerek esastan reddedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden,İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 01.12.2020 gün ve 2020/1398 Esas, 2020/1678 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK'nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin ilgili yerlere en seri şekilde bildirilmesi için müzekkere yazılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmesine, 16.03.2022 tarihinde üye ...'ın karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Daire çoğunluğunca sanık hakkında mağdureye yönelik çocuğun cinsel istismarı eylemleri nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmünün "olayın intikal şekli ve süresi, mağdurenin aşamalardaki çelişkili ifadeleri, sanığın eski eşi olan müşteki ... ile mağdurenin ablası olan tanık Gözdenin beyanları, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında.... mahkuiyet hükmünün yerinde olmadığı" bozulmasına karar verilmiş ise de;
Mağdure ..., sanığın öz kızı olup intikal tarihinden 7 yıl kadar önce sanık ve eşi boşanmışlar ve mağdure annesiyle yaşamaya başlamıştır. Bozma gerekçeleri tek tek ele alındığında;
1- Olay mağdurenin 17 yaşında olduğu sırada üniversiteye hazırlık döneminde öğretmeni olan tanık ...'ın mağduredeki moral bozukluğunu araştırması üzerine ortaya çıkmıştır. İntikal şekli, çoğu ensest olaylarında olduğu gibi önce öğretmene anlatımla gerçekleşmiştir. İntikal şekli bu haliyle doğal ve mağdurenin içinde bulunduğu psikolojik ortam bakımından oluşa uygundur.
2- Mağdure 10 yaş civarındayken gerçekleşen eylemi 7-8 yıl kadar hiç kimseye anlatamadığını, o tarihlerde eylemi tam olarak anlamlandıramadığını, yaşı ilerledikçe cinsel istismar niteliğinde olduğunu farkettiğini, ancak annesine ve diğer yakınlarına, "üzüleceklerinden ve boşanma sonrası düzene giren aile hayatının yeniden bozulacağından endişe ettiği için" anlatamadığını beyan etmiştir. Dairemizin ve cinsel suçlara daha önce bakan Yargıtay dairelerinin bir çok kararında vurgulandığı üzere, tanıdık kişiler (yakın akraba, komşu, öğretmen, iş arkadaşı, amir v.b.) tarafından gerçekleştirilen cinsel istismar ve cinsel saldırı vakalarında, mağdurların bu kişilerle geçmiş ilişkileri, yakınlık düzeyleri, olay öncesi ilişkilenme biçimleri ve daha sonra mağdur ile aynı çevrede kalmaya devam etmeleri sebebiyle ivedi biçimde şikayette bulunmamaları ve intikalin geç olması mağdurun aleyhine yorumlanmamalıdır. İntikalin geç olmasını mağdure mantıklı şekilde izah etmiş olup bu husus beyanlarına itibar etmeme gerekçesi olamaz.
3- Mağdure aşamalarda ( öğretmene verdiği yazılı not, öğretmen tarafından düzenlenen görüşme tutanağı, kolluk ifadesi, C.Savcılığındaki ifadesi, Adli Tıp 6. İhtisas dairesinde görüşmedeki anlatımı ve duruşmadaki beyanı) genel hatlarıyla tutarlı olup çelişki bulunmamaktadır. Mağdure kolluk ve savcılık ifadesinde sanığın kendisini dudaklarından öpmeye çalıştığını, başını çevirdiği için öpemediğini beyan etmiş, duruşmada ise dudaklarından öptüğünü ifade etmiştir. Ancak çelişki mahkemece sorulduğunda, dudaklarından öpmeye çalıştığını kendisinin buna izin vermediğini beyan etmiş çelişki bu şekilde giderilmiştir. Olayın genel hatları ve hikaye ediliş tarzı mağdurenin tüm beyanlarında tutarlı olup, olay üzerinden 8-10 yıl geçtikten sonra alınan ifadelerdeki bu gibi ayrıntılar çelişki olarak kabul edilemez ve ifadenin tümden reddi gerekçesi olamaz.
4- Mağdurenin annesi Müşteki ... ve ablası tanık ...'nin ifadeleri bozma kararına dayanak yapılmış ise de, her ikisinin de görgüye dayalı bilgileri bulunmayıp yalnızca sanığın böyle bir şeyi yaptığını düşünmedikleri yönündeki kanaatleri bulunmaktadır. Kaldı ki tanık ... duruşmada tanıklıktan da çekilmiştir, beyanı değerlendirmeye alınamaz. Diğer yandan müşteki ..., sanığın alkol aldığında değiştiğini ve saldırganlaştığını beyan etmiş olup mağdurenin olay gecesi sanığın alkollü olduğu yönündeki anlatımın da desteklemektedir.
Anlatılan hususlar hep birlikte nazara alındığında, öz babası olan sanığa iftira atması için bir neden bulunmayan ve sanıktan şikayetçi de olmayan mağdurenin baştan beri değişmeyen ifadeleri ile sanığa müsnet cinsel istismar suçunun sabit olduğu, sanığın mahkumiyetine dair hükmün onanması gerektiği kanaatinde olduğumdan bozma yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum.