15. Hukuk Dairesi 2014/3435 E. , 2014/6040 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında 06.02.2006 tarhli sözleşme ile ... Belediye Hizmet Binası Yapımı İşini üstlendiğini, düzenlenen 4 nolu hakedişinden bakiye 17.439,42 TL ile ödenmeyen 5. nolu kesin hakediş bedeli olan 66.944,60 TL toplam 84.384,02 TL"nin sözleşmenin 12.2. maddesine göre belirlenen tarihten itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, kabul edilen alacağın 17.439,42 TL"sine 03.02.2007 tarihinden, 17.501,21 TL"sine ise 28.09.2008 tarihinden itibaren faiz uygulanmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 12.2. maddesinde hakediş raporlarının 30 günde bir düzenleneceği, idarece onaylandıktan sonra tahakkuka bağlanarak on beş günde ödeneceği kabul edilmiştir. Mahkemece kabul edilen alacaklara hakediş onay tarihleri dikkate alınarak faiz uygulanmış ise de kesin vadeden söz edilebilmesi için taraflarca kararlaştırılan ifa gününün takvime bakıldığında tarih olarak açıkça belirli olması veya kesin olarak hesaplanabilir olması gerekir. Sözleşmede hakedişlerin hangi aylarda ve tarihlerde düzenleneceği açıkça belirtilmediğinden, belirli olmayan hakediş tanzim tarihleri başlangıç alınarak belirlenen ödeme süresi de kesin vade sayılamaz. Sözleşmede 12.2. maddesinde kararlaştırılan süre, borcun ifa edileceği günü (kesin vadeyi) değil, borcun muaccel (istenebilir) hale geldiğini göstermektedir. Sözleşme tarihi itibarıyla uygulanması gereken 818. sayılı BK"nın 101/1. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceğinden borçlunun temerrüde düşmesi ve geçmiş günler faiziyle sorumlu tutulabilmesi için borcun muaccel olmasından sonra keşide edilmiş ihtarın varlığı şarttır. Dosyada davadan önce borçluya keşide ve tebliğ edilmiş bir ihtara rastlanmadığı gibi bu yönde bir iddiada da bulunulmamıştır.
Bu durumda mahkemece hüküm altına alınan alacaklara dava tarihi yerine daha önceki tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK 438/VII. maddesi gereği düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca mahkeme kararının bir nolu hüküm fıkrası 2. satırında bulunan “17.439,42 TL alacağın 03.02.2007 tarihinden, 17.501,21 TL alacağın 28.09.2008” kelimeleri ve tarihlerinin karardan çıkarılmasına yerine “toplam 34.940,63 TL"nin 24.02.2009 dava” kelime, tarih ve rakamının yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.