Esas No: 2017/2099
Karar No: 2019/98
Karar Tarihi: 14.01.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/2099 Esas 2019/98 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, .... isimli bir manav dükkanı işlettiğini, davalı oda başkanlığına çeşitli meyveler sattığını, davalı oda başkanlığına bu alışverişe ilişkin fatura tanzim ettiğini, davalının faturaya itiraz etmediğini, fatura bedelini ödememesi üzerine ... İcra Müdürlüğünün 2014/7733 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, icra takibine ve faize yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğundan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davalı-borçlu hakkında %40"tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesine süresi içerisinde cevap vermediği, 19.03.2015 tarihli dilekçesi ile beyanda bulunduğu,davacının iddialarının hukuken haksız olduğunu, faturanın davalı oda başkanlığına teslim edildiğine dair davacının bir delil sunamadığını, böyle bir borcun bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı tarafa fatura tebliğ edilmediği, davalı tarafın defterlerinde de kayıtlara rastlanmadığından, aralarındaki satım sözleşmesini ispat edemediği, bir kısım tanıklar tarafından davalı odaya davacı tarafından satış yapıldığı belirtilmiş ise de alındığı belirtilen ürünlerin ayrıntıları tanıklarca bilinmediğinden davacı davasını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ticari satımdan doğan alacağın tahsili için başlatılan takibe karşı vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemece görevlendirilen bilirkişi avukat olup konusunda uzman değildir. Ayrıca davacı taraf faturanın davalının defterlerine kaydının işlendiğini, davalının bu nedenle kayıtlarını vermekten kaçındığını, vergi dairesine sorulması durumunda bu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğunun anlaşılacağını belirterek bilirkişi raporuna itirazda bulunmuş ancak bu itiraz karşılanmamıştır.
Mahkemenin davalı defterlerini ibraz etmemesine rağmen davacının dayandığı faturanın “davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı” gerekçesi dosya içeriği ile uyuşmamaktadır. Bu itibarla yetersiz tahkikat ve dosya içeriğine uygun olmayan gerekçe sebebiyle karar bozulmalıdır.
Mahkemece yapılacak iş; davalının kayıtlı olduğu vergi dairesine bir müzekkere yazılıp davacının takip dayanağı yaptığı faturanın davalı tarafından vergi dairesine V.U.K. çerçevesinde bildirilip bildirilmediği, davalının BA(Büyük Alış) bildiriminde yer alıp almadığı sorularak cevap geldikten sonra bir mali müşavir bilirkişisinden rapor alınıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle dosyanın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14/01/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Yukarıda açıklanan bozma gerekçelerine ek olarak HMK m. 219, f. 1’de ki “Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar” hükmü ile aynı Kanun’un 220. maddesi hükümleri gereğince uygulama yapılması gerektiğine işaret edilmesi gerektiğinden,(Bkz: Baki KURU, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku,Legal, İstanbul,2016,s:382; Hakan PEKCANTEZ, Muhammet ÖZEKES/Hülya Taş KORKMAZ, Medeni Usul Hukuku, 15. Bası, Cilt:2, On İki Levha İstanbul, 2017, S:1825 ve 1826; Ayrıca bkz; Yrg 19. HD, T:05.11.2012, 9592/150950)bu yönden sayın çoğunluğun bozma gerekçesi eksik olduğu düşüncesiyle bozma gerekçesine muhalifim.