11. Hukuk Dairesi 2020/966 E. , 2020/5679 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25.06.2018 tarih ve 2017/125 E. - 2018/243 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 06.12.2019 tarih ve 2018/1670 E. - 2019/1261 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi ayrı ayrı davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının 2008 yılında kurulduğunu,41. sınıfta tescilli “ŞEHİR” ibareli seri markaları bulunduğunu, davalının 2015/47238 sayılı "şekil+ ŞEHİRKOLEJİ" ibareli marka tescil başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak TPMK YİDK tarafından rededildiğini, oysa ki taraf markaların karıştırılacağını, davalının davacı markasından haksız yararlanacağını ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek 2016-M-11205 sayılı TPMK YİDK kararının iptalini ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı vekili, davalının tescilli çok sayıda “ŞEHİR” ibareli markaları bulunduğunu, davalının “ŞEHİR” ibaresi üzerinde eskiye dayalı tescilli hakkı ve kazanılmış hakkı bulunduğunu, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, ilgili tüketicinin farklı olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, TPMK sicilinde çok sayıda tescilli “ŞEHİR” ibareli marka bulunduğunu, davacı markasının tanınmış olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraf markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, başvuru ibaresindeki şekil unsurunun markaya asli unsur olarak da bir ayırt edicilik kattığı, davacı tarafın ibare üzerinde önceye dayalı hakkı ile tanınmışlık iddiasının kanıtlanmadığı, başvurunun kötü niyetli sayılamayacağı gerekçesiyle YİDK kararı yerinde bulunarak davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, taraf markaları arasında biçim, düzenleme, tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu, 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesi ve tanınmışlık hususunun tartışılmasının sonuca etkili bulunmadığı, davalının başvuru konusu ibare üzerinde kazanılmış hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile TPMK YİDK "nın 2016-M-11205 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli 2015/47238 numaralı "Şekil+ŞEHİR KOLEJİ" ibareli markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, ayrı ayrı davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalılardan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 03.12.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.