Esas No: 2021/1550
Karar No: 2021/5083
Karar Tarihi: 25.02.2021
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/1550 Esas 2021/5083 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde miksör şoförü olarak 17.10.2010 - 15.01.2014 tarihleri arasında çalıştığını, iş şartlarının ağırlığı ve işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebi ile iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kendi işçisi olmadığını husumet yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İhbar olunan şirket vekili, davalı şirket ile aralarındaki taşıma sözleşmesinin sona ermesi sebebi ile iş sözleşmesinin feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne ilişkin karar Dairemizce imzalı ücret bordrolarında zamlı fazla çalışma tahakkunun bulunduğunun tespit edilmesi halinde bordroların ait olduğu ayların hesaplamadan dışlanması, ödenen miktarın zamsız olması veya bankaya ödenmiş olan imzasız bordrolarda tahakkuk bulunması halinde yapılan ödeme fazla çalışmadan mahsup edilerek sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Bozmaya uyan Mahkemece aldırılan ek rapor doğrultusunda fazla çalışma ücret alacağı hüküm altına alınırken bozma kapsamı dışında kalan kıdem tazminatı, yıllık izin ücret alacağı, hafta tatili ücret alacağı ve ulusal bayram genel tatil ücret alacağı yönünden daha önce karar verilip kesinleştiğinden bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Temyiz
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi gereğince mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E., 2007/611 K.).
Somut uyuşmazlıkta, bozma sonrası Mahkemece “Hüküm” kısmının 1 numaralı bendinde “ kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili, genel tatil ücreti alacakları yönünden daha önce karar verilip kesinleştiğinden bu hususlarda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 tarihli ve 2012/13-747 Esas, 2012/84 Karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtay tarafından bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesine uygun olmalıdır.
Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesine uygun ve tüm talepleri karşılayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma sebebi yapılmayan alacak kalemleri hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.