7. Hukuk Dairesi 2014/14044 E. , 2014/22915 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Bolu İş Mahkemesi
Tarihi : 27/05/2014
Numarası : 2011/191-2014/280
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, 01.01.2005-31.12.2008 tarihleri arasında davalı idarenin alt işverenlerinde temizlik işçisi olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve gerekçesiz olarak feshedildiğini, bunun üzerine bazı işçilik alacaklarına yönelik haklarını saklı tutarak Bolu İş Mah. 2010/341 Esas - 2011/247 Karar sayılı dosyası ile açmış olduğu davanın kabul edilerek kesinleştiğini bildirerek kesinleşen bu davada talep etmediği fark kıdem ve fark ihbar tazminatı ile fark fazla çalışma ve fark yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının bazı alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
4857 sayılı Kanundan daha önce yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasada ücret alacaklarıyla ilgili olarak özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediği halde, 4857 sayılı İş Kanunun 32/8 maddesinde, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu Kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacakları, Borçlar Kanununun 126/1 maddesi (6098 Sayılı TBK 147) uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabidir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7"nci maddesinde, İş Mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447"inci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.
Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def"i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde 319 uncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin iler sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, dava 22.07.2011 tarihinde açılmış olup, bu tarihte sözlü yargılama usulü uygulanmakla, davalılar 20.10.2011 tarihli ilk duruşmaya kadar süresinde sunmuş oldukları cevap dilekçelerinde zamanaşımı savunmasında bulunmuşlardır. Davacı 01.01.2005- 31.12.2008 tarihleri arasında çalışmış olup, tüm çalışma dönemi için fazla mesai alacağı hesaplanmış olup, fazla mesai ücreti 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmakla dava tarihi itibarıyla talep edilen fazla mesai ücreti alacağının bir kısmı zamanaşımına uğramıştır. Yapılacak iş zamanaşına uğramış olan alacaklar tespit edilerek, yeniden hesaplama yapılmak suretiyle çıkacak sonuca göre hüküm kurmaktır. Mahkemece davalıların zamanaşımı savunması gözetilmeksizin karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 17.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.