7. Hukuk Dairesi 2014/10439 E. , 2014/22885 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 25/12/2013
Numarası : 2012/125-2013/701
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de; HUMK"nun 435.maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı vekili, davacının kıdem tazminatı ile ücret alacağı, yıllık izin, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 46"ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63"üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46"ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3"üncü maddesine göre, hafta tatili pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatili çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Dairemizce son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, hafta tatili çalışmasının taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda, böyle bir indirime gidilmemesi gerekir.
Somut olayda, davacı tanıklarının beyanı ile davacının hafta tatili yaptığı sabittir. Ancak tanıklar sadece kendi dönemini bilebileceklerinden, hafta tatili ücret alacağının davacı tanıklarının çalıştıkları dönemle sınırlı olmak üzere hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken talebin reddedilmesi isabetsizdir.
3-Taraflar arasında davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konularında da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve genel tatil alacaklarının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ve genel tatil günlerinde çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın ve genel tatil günlerinde çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
Fazla çalışmaların ve genel tatil günlerinde çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır . Ancak fazla çalışmanın ve genel tatil günlerinde çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Somut olayda; Mahkemece davacı tanıklarının beyanları dikkate alınarak davacının fazla çalışma yaptığı ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilmiştir. Ne var ki; davacı tanıkları davacının çalışmasını sadece kendi çalıştıkları dönem ile sınırlı olarak bilebilirler. Davacı tanıklarının çalışmadığı dönem için fazla çalışma ve genel tatil ücret alacağının hesaplanıp hüküm altına alınması hatalı olduğu gibi fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacakları tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm altına alınmasına karşın bu alacaklardan takdiri indirim yapılmaması da doğru değildir.
4-Dava, 6100 sayılı Yasa"nın 107.maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açıldığı halde, davacı tarafça 18.12.2013 tarihli talep artırım dilekçesi ile arttırılan alacak miktarına dava tarihi yerine ıslah tarihinden faiz yürütülmesi de ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde taraflara iadesine, 17.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.