15. Hukuk Dairesi 2012/7839 E. , 2013/5856 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davada bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve % 40 icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş; davalı davanın reddini savunarak davacı takip alacaklısı yüklenici aleyhine % 40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiş; mahkemece davanın reddine, davalı lehine icra dosyasındaki takip miktarı üzerinden % 40 oranında hesaplanan kötüniyet tazminatına karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İcra İflas Kanunu’nun 67/II. maddesinde itirazın haksızlığına karar verilirse borçlunun aleyhine icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu görülürse alacaklının diğer tarafın talebi üzerine hükmolunan meblağın % 40’ından aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği düzenlenmiştir. Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere borçlunun tazminata mahkum edilebilmesi için itirazında haksız olması, alacaklının tazminata mahkum edilebilmesi içinse takibinde haksız ve kötüniyetli bulunması gerekir. Somut olayda mahkemece davacı takip alacaklısı yüklenici icra takibinde kötüniyetli kabul edilerek tazminatla sorumlu tutulmuş ise de; takipte 06/11/2009 tarihli sözleşmeye dayanılmış olup, 22/05/2009 tarihli tutanağın 02/01/2009 tarihli sözleşmede kararlaştırılan işle ilgili olduğu ve 06/11/2009 tarihli sözleşmedeki iş bedelinin ödendiği alınan bilirkişi raporunda tespit edildiğinden, davacı takipte haksız olmakla birlikte kötüniyetli olmadığı gibi kötü niyetin varlığı ve nedenleri de denetime elverişli biçimde gerekçelendirilmemiştir. O halde davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması doğru
....
olmayıp, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirir. Ne var ki düşülen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hüküm fıkrasının 2. bendinin tümüyle karardan çıkartılmasına, yerine 2. bent olarak “Koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine” kelime dizisinin yazılmasına ve hükmün değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 12.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....