Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/20084 Esas 2014/22753 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20084
Karar No: 2014/22753
Karar Tarihi: 16.12.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/20084 Esas 2014/22753 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmaksızın feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğinin tespitine, işe iadesine ve tazminat talep etmiştir. Davalı işveren ise işçinin davranışları nedeniyle haklı nedenle iş sözleşmesinin feshedildiğini belirtmiştir. Mahkeme, feshin geçerli olmadığına karar vermiştir ancak Yargıtay, davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini kabul ederek mahkeme kararını bozmuştur.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesine göre, iş sözleşmesi, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. Davacı işçinin davranışlarına dayanarak yapılan feshin geçerli sebepler arasında olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, işçinin davranışlarına dayalı olarak yapılan feshin geçerli olup olmadığına karar vermek işverenin sorumluluğundadır.
(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi         2014/20084 E.  ,  2014/22753 K.

    "İçtihat Metni"


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı vekili, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmaksızın feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğinin tespitine, işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklara karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davacının ...uyumsuzluğu ve iş arkadaşları ile yaşadığı geçimsizlikler nedeniyle 21.03.2013 tarihinde ..."ne nakil yapıldığını, nakilden kısa bir süre sonra 03.04.2013 tarihinde saat 01.00 sularında eski işyerindeki formeni H.Suat İ..."ı 2628 nolu fabrika içi dahili hattan arayarak Hasan K...."nun ev telefonunu istediği, H.Suat İ..."ın vermemesi üzerine kendisine küfür ve hakaretlerde bulunduğu, aynı gün saat 09.30 sularında eski işyerindeki diğer formeni Hasan K...."nu, 23.28 nolu fabrika içi hattan arayarak Hasan K...."na da küfür ve hakaretlerde bulunduğu, söz konusu formenlerin şikayetçi olmaları üzerine davacının savunmasının alındığını ve iş aktinin Genel Müdürlük Makamının 14.08.2013 tarihli olurları ile 4857 sayılı Yasanın 25/2 fıkrası uyarınca haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iş sözleşmesinin feshinin, haklı feshe neden olan olayın öğrenilmesinden sonraki 6 iş günü içinde yapılması gerektiği, feshe yetkili makamın 6 iş günlük fesih süresi geçtikten sonra iş aktini feshettiği, hak düşürücü süre geçtikten sonra yapılan feshin haksız fesih olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanununun 18 ve devamı maddeleridir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 18.maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II.maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi süresince herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
    4857 sayılı İş Kanununun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
    Öncelikle mahkemece yapılan fesih işleminin 6 iş günlük yasal sürede yapılmadığı yönündeki tespiti yerinde ise de bu tespit ile yapılan fesih işleminin sadece haksız feshe dönüşeceği ancak feshin haksız olmasının geçersiz olması sonucunu doğurmayacağı dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Dolayısıyla somut olayda tartışılması gereken husus feshin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
    Davacının çalıştığı eski birimdeki formenlerden H.Suat İ..., verdiği 4.4.2013 tarihli şikayet dilekçesinde, "davacının 3.4.2013 günü saat 01.00"de 2628 nolu telefonu arayarak Hasan K..."nun ev telefonunu istediğini, kendisinin bunun mümkün olmadığını söylemesi üzerine davacının kendisine küfür ve hakaretlerde bulunduğunu" belirtmiş; diğer formen Hasan K.... ise 3.4.2013 tarihli şikayet dilekçesinde "davacının aynı gün saat 09.30 civarında 2328 nolu telefonu arayarak şahsına küfürler ettiğini, hakaretlerde bulunduğunu, kendisinin sürekli şahsıyla uğraştığını, psikolojik sorunlu ve takıntılı davranış izlenimi verdiğini" beyan etmiştir.
    Davacının bu şikayet dilekçeleri üzerine alınan savunmasında ise kendisinin elektrik bakım iş takipçisiyken bütün personelin bilgilerinin mevcut olduğunu, iş yerini arayıp Hasan K...., numarasını istediğinin söylenmesinin çelişkili olduğunu, ayrıca Kok Fabrikaları Elektrik Bakım"da çalıştığı 8 yıl boyunca aşağılayıcı ve baskıcı tavırları sürdüğünü, sırf bu nedenle bölümünü değiştirmek zorunda kaldığını, bu baskıcı ve aşağılayıcı tutumun sağlığını olumsuz etkilediğini ve sinirlerini yıprattığını, daha önce güvenlik görevlisi olarak çalışması ve daha sonra işçi olarak çalışmaya başlama sebebiyle kendisini hor gördüklerini ve aşağıladıklarını, kendisini şikayet ederek bu tutumlarını hala sürdürdüklerini, bölüm değiştirdiğini ve bu kişilerden kurtulduğunu, bundan sonra bu kişileri arayıp hakaret edip başını belaya sokmasının, mantıksız olduğunu belirtmiştir.
    Dinlenen davacı tanıkları olayı görmemiş, duyuma dayalı olarak davacının bir işçi ile tartıştığından işten çıkarıldığını belirtmişlerdir. Ayrıca her iki davacı tanığı da davacının psikolojisinin bozulmuş olduğunu, psikolojik sorunları olduğunu beyan etmişlerdir.
    Dinlenen davalı tanıkları aynı zamanda şikayet dilekçelerini veren işçilerdir. Bu tanıklardan H.Suat İ..., beyanında, davacının arayıp formen Hasan"ın telefonunu istediğini, vermeyince "şerefsizsin" gibi kelimeler sarfettiğini; diğer tanık Hasan ise davacının zaman zaman iş telefonundan arayarak küfürler ettiğini, tehdit ettiğini, ailesine yönelik hakaretlerde bulunduğunu ancak fazla önemsemediğini, feshe konu olayın olduğu gün işe geldiğinde işyerindeki telefonu arayarak kendisine, eşine ve çocuklarına, anne ve babasına yönelik küfürler ettiğini bunun üzerine tutanak tuttuğunu beyan etmiştir.
    Dosya da bulunan Disiplin Yönetmeliği de incelenmiş olup ekindeki ceza cetvelinin 7.1 ve 7.39 da feshe konu eylemlerine uyan fiiller belirlenmiş olup bu fiillerin öncesinde yevmiye kesme cezası verileceği sonrasında fesih olarak belirlendiği görülmüştür.
    Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının iş sözleşmesinin 03.04.2013 günü saat 01.00 sularında önce H.Suat İ... isimli formeni arayarak diğer formen Hasan K..."nın telefonunu istemesi, verilmemesi üzerine de H.Suat İ.."a küfür ve hakaretlerde bulunması, sonrasında aynı günün sabahında saat 09.30 sularında bu kez de Hasan K..."nun arayarak kendisine ve ailesine yönelik küfür ve hakaretlerde bulunduğu sabit olmuş, bu hali ile isnat edilen eylemler 4857 sayılı Yasanın 25/2 kapsamında kalmaktadır.
    Ancak gerek 6 iş günlük yasal fesih süresinin geçirilmiş olması ve gerekse de Disiplin Yönetmeliğinin ilgili hükümleri uyarınca davacıya isnat edilen eylemin sübut bulması karşısında iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli nedenle feshedildiğinin kabulü gerekir.
    Hal böyle olunca yapılan fesih işleminin geçerli nedene dayandığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik ve hatalı değerlendirme ile davacının işe iadesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    1.Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2.Davanın REDDİNE,
    3.Alınması gereken 25,20 TL harçtan peşin yatırılan 24.30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydına,
    4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı yargılama gideri olarak 16,00 TL"nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
    5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6.Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
    7.Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.




    Hemen Ara