Esas No: 2021/18746
Karar No: 2022/3014
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/18746 Esas 2022/3014 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2021/18746 E. , 2022/3014 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (mağdureler ... ile Tuba’ya karşı)
HÜKÜM : Sanığın atılı suçtan (mağdure sayısınca) mahkumiyetine dair Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 21.01.2019 gün ve 2018/508 Esas, 2019/15 Karar sayılı hükümlere yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınıp, 5271 sayılı CMK'nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız yapılan incelemede dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Suç tarihi dönemde kardeş olan yaşı küçük mağdurelerin annesi müşteki ...’nın, 23.08.2018 günü resmi nikahlı eşi olan sanığın kendisini ölümle tehdit ettiğini beyanla polis merkezi amirliğine yaptığı başvuruya istinaden ifadesi alınan sanığın serbest bırakılması üzerine duruma tepki gösteren mağdurelerin eski döneme ait istismar iddiasında bulunmalarının ardından 27.08.2018 tarihinde adli makamlara şikayette bulunulması şeklinde gerçekleşen olayın intikal tarzı ve zamanı, mağdurelerin aşamalarda başka delille desteklenmeyen çelişkili beyanları, iddiaları desteklemeyen doktor raporları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkumiyet kararlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından, söz konusu hükümlere yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 26.03.2019 gün ve 2019/778 Esas, 2019/873 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK'nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin ilgili yerlere en seri şekilde bildirilmesi için müzekkere yazılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmesine, 29.03.2022 tarihinde üye ...’ın karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Daire çoğunluğunca sanık hakkında öz kızları olan mağdurelere yönelik çocuğun cinsel istismarı eylemleri nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiş ise de;
Mağdurelerin aşamalarda tutarlı ve samimi beyanlarda bulunmaları, mağdure ...'nin duruşmada ağlayarak ifade vermesi,
Mağdure...'nın son eylem olarak bahsettiği 2018 yılı kurban bayramından iki gün önceki olayla ilgili beyanında geçen, sanığın yüzüne vurduğu hususunun, mağdure ...'nin "... geldiğimizde...'nın yanağını şiş olarak gördüm. Sorduğumda telefonunda bir numara çıktığını babamın bu yüzden onu dövdüğünü söyledi" şeklindeki beyanıyla desteklendiği,
Mağdurelerin annesi katılan ... ile ağabeyleri tanık ...'ın, evden çarşı-pazara gidecekleri zaman sanığın ısrarla mağdurelerden birinin evde kalmasını, kendisine çay vs yapacaklarını söylediği yönündeki beyanlarının mağdurelerin anlatımlarını desteklediği,
Küçükçekmece Adli Tıp Şube Müdürlüğünün raporunda her iki mağdure için, hymeninde eski ve yeni yırtığa ve fiili livatanın maddi delillerine rastlanmadığı belirtilmiş ise de, mağdurelerin vajinal ilişki iddiası bulunmadığı, anal ilişki için ise aynı raporda "anal yolla ırza geçme sonrası, travmatik değişimlerin olaydan kısa bir süre sonra iz bırakmadan kaybolabileceği"nin belirtildiği, dolayısıyla raporun sanık aleyhine yorumlanabilecek bir bulgu içermemekle birlikte mağdurelerin iddiasını da çürütecek mahiyette olmadığı,
Daire çoğunluğunca intikalin geç olması bozma kararına dayanak yapılmış ise de, Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere, tanıdık kişiler (yakın akraba, komşu, öğretmen, iş arkadaşı, amir v.b.) tarafından gerçekleştirilen cinsel istismar ve cinsel saldırı vakalarında, mağdurların bu kişilerle geçmiş ilişkileri, yakınlık düzeyleri, olay öncesi ilişkilenme biçimleri ve daha sonra mağdur ile aynı çevrede kalmaya devam etmeleri sebebiyle intikalin geç olmasının mağdurelerin aleyhine yorumlanmaması gerektiği, mağdurelerin sanığın kendilerini tehdit ettiğini, korktuklarını beyan etmeleri nedeniyle intikalin geç olmasının beyanlarına itibar etmeme gerekçesi olamayacağı,
Hususları nazara alındığında mağdurelerin birbiriyle ve tanık beyanları ile örtüşen samimi beyanları ile sanığa müsnet çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunun suçunun sabit olduğu, sanığın mahkumiyetine dair hükümlerin onanması gerektiği kanaatinde olduğumdan bozma yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum.