Esas No: 2020/994
Karar No: 2020/5676
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/994 Esas 2020/5676 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 20.09.2017 tarih ve 2015/188 E- 2017/301 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 29.11.2019 tarih ve 2018/1679 E- 2019/1224 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı kurum nezdinde 5. sınıfta tescilli 172742 tescil numaralı "Thermo-doline” ve 173209 tescil numaralı "Doline” markalarının sahibi olduğunu, davalının 2012/45441 başvuru numaralı "DERMATOLINE" ibareli marka tescil başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini, oysa ki davacı markaları ile davalının marka başvurusunun ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, taraf markalar kapsamındaki emtiaların aynı olduğunu, davalı tarafın davacıya ait marka ile neredeyse aynı olan bir marka seçerek kötü niyetle hareket ettiğini ileri sürerek 2015-M-3278 sayılı TPMK YİDK kararının iptaline, başvuru markasının tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraf markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve anlamsal olarak hedef tüketici grubunun dikkat düzeyi yüksek sağlık grubuna mensup insanlar olduğundan karıştırılmasının söz konusu olamayacağı, 556 sayılı KHK"nın 8/1 maddesi kapsamında iltibas oluşmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 03.12.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.