Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8590 Esas 2022/342 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8590
Karar No: 2022/342
Karar Tarihi: 12.01.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8590 Esas 2022/342 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/8590 E.  ,  2022/342 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    ...

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30/12/2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 26/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Dava, İİK'nun 121'inci maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davalılardan ...'in davacıya olan borcundan dolayı Gaziantep 1. İcra Müdürlüğünün 2010/679 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlunun elbirliği ile hissedar olduğu dava konusu 1365 parsel sayılı taşınmazdaki borçlu hissesine alacak nedeniyle haciz konulduğunu ve icra mahkemesinden iş bu davayı açmak üzere yetki verildiğini belirterek dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar, dava konusu taşınmaz ile ilgili daha önce Erzin Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/14 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, derdestlik itirazında bulunduklarını, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu 1365 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak mahkemenin 2015/14 Esas sayılı dosyası ile konusu aynı olan bir davanın bulunuyor olması sebebiyle 6100 sayılı HMK'nın 114/ı maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    6100 sayılı HMK'nın tasarruf ilkesi başlıklı 24. maddesi;
    "(1) Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz.
    (2) Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz.
    (3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder." şeklinde düzenlenmiştir.
    Erzin Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/14 Esas, 2016/196 Karar sayılı dava dosyasında taşınmazın paydaşları tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılmış ise de tarafların dava üzerindeki tasarruf yetkileri kararın kesinleşmesine kadar devam ederken, ortaklığın giderilmesi davalarında tarafların tasarruf yetkileri satış yapılıp bedelin dağıtılmasına kadar devam etmektedir. Bunun yanında davanın tarafları farklı olduğundan daha önce açılan dava nedeniyle derdestlik bulunduğu da söylenemez. Mahkemenin buna yönelik gerekçesi ve bu gerekçeye istinaden verilen hüküm doğru olmayıp, hükmün bu sebeple bozulması gerekmektedir.
    Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda, borçlu ortağın alacaklısı, icra mahkemesi hakiminden İİK'nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir.
    İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda, kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
    Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur.
    Tarafların, davanın görülmesi ve sonuçlandırılması için ödedikleri paraların tümüne yargılama giderleri denir. Keşif giderleri, tanık ve bilirkişiye ödenen ücret ve giderler, yargılama sırasında yapılan diğer tüm giderler, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamındadır (HMK m 323).
    Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK m 326). Yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir. Yargılama gideri tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir ( HMK m. 332 / 1, 2 ).
    Davacı alacaklının açtığı bu davada dosya içerisine alınan tapu kayıtları incelendiğinde, dava konusu 1365 parsel ifraz görmüş olduğu ve ifraz sonucu oluşan parsellerde borçlu ...'in bir payının kalmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı kalmamıştır. Mahkemenin bu gerekçeyle davanın reddine karar vermesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi doğru değil ise de red hükmü sonuç itibariyle doğru olduğundan hükmün gerekçesinin düzeltilmesi gerekmektedir.
    Bunun yanında davacının davasını açarken ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmekte haklı olduğu ancak yargılama sırasında hukuki yararının sona erdiği gözetilerek yargılama giderleri ile sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi yaptığı yargılama giderlerinin ve AAÜT gereğince vekalet ücretinin münhasıran davalılardan borçlu ...'den alınması gerekmektedir. Açıklanan bütün bu hususlar sonucunda davacı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile; hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde değiştirilerek, hükmün 2. bendinde yer alan "davacı üzerinde bırakılmasına," ibaresinin hüküm sonucundan çıkartılarak "davalı borçlu ...'den alınarak davacıya verilmesine," ibaresinin yazılmasına, 3. bendinin 1. paragrafında yer alan "mahsubu ile" ibaresinin hüküm sonucundan çıkartılarak yerine "davalı borçlu ...'den alınarak davacıya verilmesine", aynı yerdeki "davacıdan" ibaresinin yerine "davalı borçlu ...'den" ibaresinin yazılmasına, 3. bendinin 2. paragrafındaki "Davalılardan ... kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden AAÜT'ye göre belirlenen 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren ...'a ödenmesine, "ibaresinin hüküm sonucundan çıkartılmasına, hükmün Hukuk Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 12.01.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Hemen Ara