15. Hukuk Dairesi 2012/7728 E. , 2013/5383 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı şirket yetkilisi... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ile şirket yetkilisi dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık eser sözleşmesi ve cari hesap ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davada ödenmeyen bakiye iş bedeli ve cari hesap alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ile %40 oranından az olmamak üzere icra-inkâr tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı iş sahibi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davacı yüklenici uhdesinde bulunan 1850 adet kapaksız “...” isimli kitabın davalı iş sahibine teslim edileceğinin tabiî bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece hüküm altına alınan alacağın %20"si oranında 3.596,00 TL icra inkâr tazminatının davalı borçludan tahsiline karar verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu"nun 67/II. maddesinde borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse, alacaklının talebiyle %40"dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği düzenlenmiştir. Bu maddeye göre borçlunun icra-inkâr tazminatına mahkum edilebilmesi için takibe itirazında haksız olması gerekir. Alacağın varlığı ve miktarı ihtilaflı olup yargılama yapılmasını gerektiriyorsa ve hak kazanılan alacak miktarı likid olmayıp bilirkişi raporuyla saptanıyorsa borçlunun takibe itirazında haksız olduğu kabul edilemez. Somut olayda kapaksız olarak basımı yapılan kitaplardan dolayı davacının alacağa hak kazanıp kazanmadığı, kazandı ise miktarı yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuyla belirlenip açıklığa kavuştuğundan borçlunun takibe itirazında haksız olduğu kabul edilemez. Bu durumda davacının şartları oluşmayan
icra-inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek alacağın likid kabul edilip icra-inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç göstermediğinden 6100 Sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin yollaması ile uygulanması gereken 1086 Sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın hüküm fıkrasının dördüncü paragrafındaki “Alacağın %20"sine tekabul eden 3.596,00 TL icra-inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin karardan çıkartılarak yerine “Şartları oluşmadığından davacının icra-inkâr tazminatı talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunmadığından davalı şirket yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 03.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.