Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6337 Esas 2022/515 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın ayrı ayrı bölümlerinin tescilini talep etmişlerdir. Ancak, kadastro çalışması sırasında tespit edilip Hazine adına tescil edilen taşınmaza yönelik açılan davada mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz sonucu bozulan ilk hüküm takip edilerek, davacıların dava konusu taşınmaz bölümlerinde nizasız ve fasılasız zilyet oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak Yargıtay kanunları gereği bu tarz davalarda inceleme görevinin Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait olduğu belirtilerek dosya ilgili daireye gönderilmiştir. Kanunlar olarak, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun ve 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değiştirilen 60/3. maddesi gösterilmiştir.

7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...

Davacılar tarafından, davalı aleyhine 27.11.2013 tarihinde verilen dilekçeyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın ayrı ayrı bölümlerinin tescili talep edilmesi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.07.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Dava; kadastro çalışmaları sırasında ... adına tescil edilen taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, ayrı ayrı bölümlerinin davacılar adına tescili talebine ilişkindir.
Kadastro sonucu ...,... Köyü çalışma alanında bulunan 166 ada 11 parsel sayılı 5.737,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... 'nun işgalinde olduğu beyanlar hanesine şerh verilerek adı geçen şahsın kimlik bilgilerinin bulunamaması nedeni ile ve ilgili şahsın hak kaybına uğramaması için ev, ahır ve arsa vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın ayrı ayrı bölümlerinin bir kısmının kendi adlarına tescili istemiyle birlikte dava açmışlardır.
Mahkemece davacıların dava konusu taşınmaz bölümlerinde yirmi yıldan fazla süredir nizasız ve fasılasız zilyet bulundukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalının temyiz talebi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 2016/4339 Esas, 2018/7513 sayılı Kararıyla eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle hükmü bozmuştur.
İlk Derece Mahkemesi bozma ilamına uyarak davanın reddine karar vermiş, hükmü davacılar temyiz etmişlerdir.
Kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar hakkında açılan tescil ile bu nitelikteki taşınmazların daha sonra her ne suretle olursa olsun tapuya kaydedilmesi nedeniyle (imar mevzuatına göre oluşturulan tapu kayıtlarına karşı açılan tapu iptali ve tescil davaları hariç) bu taşınmazlar hakkında açılan tapu iptali ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar hakkında; 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanununun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 02/07/2021 tarihli ve 2021/211 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.