4. Ceza Dairesi 2020/12998 E. , 2021/5256 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanığın katılanın kendisine hakaret içeren mesaj göndermesi üzerine, iddianameye konu mesajları gönderdiğini savunması karşısında; dosya kapsamında ilgili kurumdan alınan iletişim tespitine ilişkin cd incelenerek sonucuna göre, sanık hakkında, hakaret suçundan kurulan hükümde, TCK’nın 129/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan, sanığın savunması bir bütün olarak değerlendirilmeyip katılanın nişanlısına yönelik eylemi haksız tahrik kabul edilerek sanık hakkında, TCK’nın 129/3. maddesine nazaran daha aleyhe olan TCK’nın 129/1. maddesinin uygulanması,
2- Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde, genel tahrik indirimi öngören TCK’nın 29. maddesi yerine hakaret suçu için düzenlenen özel tahrik hükmü içeren 129/1. maddesinin uygulanması,
3- Sanık hakkında hakaret ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinde, gerekçe kısmında, “mesaj zamanları arasındaki kısa süreler nazara alındığında eylemin bütün olarak değerlendirildiği” gerekçesi ile TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmamasına karar verildiği belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında, TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle, gerekçe ve hüküm arasında çelişki oluşturulması,
4- Sanığın tehdit içeren iki mesajı, yedi dakika içerisinde göndermesi karşısında; tehdit suçu yönünden, zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
5- Kabule göre de:
17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile: "01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı:31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Kanun’un 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesi ile “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1 maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.