Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/5285 Esas 2022/604 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5285
Karar No: 2022/604
Karar Tarihi: 19.01.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/5285 Esas 2022/604 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, kayden paydaşı olduğu bağımsız bölümün davalı tarafından haksız kullandığını iddia etmiş ve elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep etmiştir. Mahkeme davayı kabul etmiş, ancak istinaf başvurusu sonrasında davanın esastan reddine karar verilmiştir. Yargıtay kararı ise, dava konusu taşınmazın tam malikinin tespit edilmesi sonrasında, davacının artık paydaşı kalmadığı göz önünde bulundurulmadan verilen kararın bozulmasına karar vermiştir.
Kanun Maddeleri:
HMK 371. madde - Temyize karşı kararların bozulabileceği haller
HMK 373. madde - Dosyanın gönderilmesi
7. Hukuk Dairesi         2021/5285 E.  ,  2022/604 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
    ...

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.03.2015 tarihinde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 20.09.2016 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi taraf vekillerince talep edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesince davacının istinaf talebinin esastan reddine, davalının istinaf talebinin kabulü ile, mahkeme kararının ortadan kaldırılarak; davanın kabulüne, davaya konu 14 no’lu bağımsız bölüme davalının elatmasının önlenmesine, 01.07.2014 ile 23.03.2015 dönemi için 2.849,17 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; kayden paydaşı olduğu 14 no’lu bağımsız bölümü yeğeni davalının haksız kullandığını, diğer paydaş olan kardeşi ...’ın 01.07.2014 tarihinden itibaren taşınmazı oğlu davalının kullanımına verdiğini, ihtar göndermesine rağmen payına isabet eden bedelin kendisine ödenmediğini, ecrimisil alacağının tahsili için Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2015/4455 Esas sayılı dosyasında yaptığı takibin ise davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek; elatmanın önlenmesine ve 01.07.2014 tarihinden dava tarihine kadar olan 500,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 20/06/2016 tarihinde ıslah suretiyle 2.849,17 TL ecrimisil talebinde bulunmuştur.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; çekişme konusu taşınmazı paydaş olan ...’ın değil oğlu davalının kullanması nedeniyle intifadan men koşulları aranmasına gerek bulunmadığı, taşınmazda oturmaya devam eden davalının taşınmazın değerini arttıran masrafları isteyemeyeceği, davalının 25.11.2014 tarihinden itibaren taşınmazda oturmaya başladığına dair bir delil sunamadığı, taşınmazı elinde tutma ya da tasarrufuna engel olunma halinde de ecrimisil ödenmesi gerektiğinden aksi yöndeki davalı savunmalarına itibar edilemeyeceği, paylı mülkiyette davalının babası olan ...’ın tek başına tasarrufu ve taşınmazı davalı oğluna kullandırmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince; "dosya içeriğine, toplanan delillere göre, çekişme konusu 43022 ada, 1 parsel sayılı taşınmazdaki 14 no’lu bağımsız bölümün kayden davacı ve dava dışı ... adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davalı ...’ın kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, davacının, dava konusu taşınmazın dava dışı diğer paydaşına 22.12.2014 tarihinde ihtarname göndererek taşınmazı davalı ...’ın kullanması nedeniyle kira talebinde bulunduğu, ardından 23.02.2015 tarihinde davalı aleyhine Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2015/4455 Esas sayılı dosya ile icra takibi yaptığı ve 01.07.2014 tarihinden itibaren ecrimisilin tahsilini talep ettiği, diğer taraftan, davanın elatmanın önlenmesi ve 500,00 TL ecrimisil isteğiyle açıldığı, dava tarihinde 500,00 TL üzerinden harcın yatırıldığı, yargılama sırasında bilirkişinin belirlediği davacı payına isabet eden ecrimisil üzerinden davanın ıslahı suretiyle ıslah harcının ecrimisil talebine ilişkin olarak yatırıldığı ve elatmanın önlenmesi isteğine konu bağımsız bölümün değerinin tespit edilmeden 20.09.2016 tarihinde nihai kararin verildiği, ardından 06.10.2016 tarihinde bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle 14 nolu bağımsız bölümün değerinin 185.000,00 TL olarak tespit edildiği, mahkemece elatmanın önlenmesi davası bakımından çekişmeye konu edilen 14 no’lu bağımsız bölümün yargılama sırasında keşfen değeri tespit edilmediği halde hükümden sonra keşfe katılan inşaat bilirkişisinden 06.10.2016 tarihinde ek rapor alınmak suretiyle belirlenen değer üzerinden hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı, dosya kapsamı ile davacının çekişme konusu taşınmazda paydaş olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, bağımsız bölüm nitelikli taşınmazın tamamını, davalının ikamet olarak kullandığı, davacının, davalının babası olan diğer paydaşa 22.12.2014 tarihinde gönderdiği ihtar ile bedelsiz kullanıma muvafakati olmadığını bildirdiği ve üç günlük sürede kullanım bedelinin ödenmesini istediği, ardından bu nedenle davalı aleyhine 23.02.2015 tarihinde icra takibi yaptığı, davacı ve dava dışı paydaş arasında paylı mülkiyet üzere olan çekişmeli yerin dava dışı paydaşın kullanımına hasredildiğinin ispat edilmiş olmadığı, dolayısıyla davalının, paydaş olan babasına teban taşınmazı kullandığı savunmasına itibar edilemeyeceği, davalının kayden davacının paydaşı olduğu çekişme konusu taşınmazı haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın kullandığı" gerekçesiyle davacının elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri bakımından esas hakkında yeniden hüküm kurulmuş ve yerel mahkeme hükmü kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerince istinaf kararına karşı temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
    Somut olayda, yargılama esnasında davacı ve davalı tarafın babası adına kayıtlı olan taşınmazın güncel tapu kaydının temini için Yargıtay 8. Hukuk Dairesince 10.12.2020 tarihinde geri çevirme yapılmış olup, 19.01.2017 tarihli Bölge Adliye Mahkemesi Kararının hemen akabinde 30.01.2017 tarihinde dava konusu taşınmazın tam malikinin, satış suretiyle davalının babası olan, taşınmaz paydaşı Adem olduğu tespit edilmiş olup, mahkemece elatmanın önlenmesi talep eden davacı tarafın artık taşınmazda payı kalmadığı gözetilerek hüküm tesis edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, açıklanan nedenler ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile HMK 371. maddesi gereğince temyiz olunan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, HMK'nin 373. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 19.01.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Hemen Ara