Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7597 Esas 2022/658 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7597
Karar No: 2022/658
Karar Tarihi: 20.01.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7597 Esas 2022/658 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı vekili, müvekkilinin babası olan murisin vasiyetnamesinin tenfizi istemiyle dava açmıştır. Muris, vasiyetnamenin noterde düzenlenen hükümlerine göre davacının kızına 184 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki binayı ve binanın bulunduğu alanı bırakmıştır. Ancak yapılan incelemede, binanın bulunduğu alanın taşınmazdan ifrazının mümkün olmadığı görülmüştür. Mahkeme, davayı kısmen kabul etmiş ve tapu kaydının beyanlar hanesine binanın davacıya ait olduğunu belirten bir şerh konulmasına karar vermiştir. Bir kısım davalılar vekili temyize gitmiştir. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, tapu kaydının iptaline karar verilmesinin hatalı olduğunu, sadece binanın davacıya ait olduğunun belirtildiği bir şerhin kayda konulmasının yeterli olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar vermiştir. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu’nun 565, 904, 986. maddeleri.
7. Hukuk Dairesi         2021/7597 E.  ,  2022/658 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12/06/2013 gününde verilen dilekçe ile vasiyetnamenin tenfizi talebi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 14/10/2019 tarihli ve 2019/4397 Esas, 2019/7841 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/02/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Dava, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, tarafların ortak murisi...’nin 18.04.2000 tarihinde vefat ettiğini, murise ait dört adet taşınmazın mirasçıları olan çocukları adına intikal işlemlerinin 04.04.2011 tarihinde yapıldığını, murisin sağlığında noterde düzenlediği 17.08.1998 tarihli vasiyetnamenin Eynesil Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/5 Esas, 81 Karar sayılı dosyasında 19.07.2000 tarihinde açılıp okunduğunu, vasiyetnameye göre murisin 184 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binayı ve binanın kapladığı alanı davacı kızına bıraktığını, davalıların vasiyetnamenin iptaline yönelik bir dava açmadıklarını, ancak dava konusu taşınmaz ile birlikte muristen intikal eden dört adet taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası açıldığını ileri sürerek, vasiyetnamenin tenfizi ile dava konusu taşınmazın tamamının müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Bir kısım davalılar vekili, binanın bulunduğu alanın ifrazının mümkün olup olmadığının araştırılması gerektiğini, mümkün değilse sadece binanın davacıya ait olduğunun tapuya şerh verilebileceğini savunmuş; diğer davalılar, davaya cevap vermemiş; duruşmalara katılmamıştır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 184 ada 19 No’lu parsel üzerindeki binanın davacıya ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine; fen bilirkişisi raporunda belirtildiği üzere binanın bulunduğu alanın taşınmazdan ifrazı mümkün olmadığından tapu iptali ve tescil isteminin reddine dair verilen kararın, davacı vekili ve bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 14.10.2019 tarihli ve 2019/4397 Esas, 7841 Karar sayılı ilamıyla özetle; bir kısım davalılar vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine; davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davaya konu 17.08.1998 tarihli vasiyetname içeriğinden, muris tarafından dava konusu taşınmazdaki binanın yanı sıra binanın üzerinde bulunduğu alanın da davacıya bırakıldığının anlaşıldığı, mahkemece yapılan incelemede ise vasiyete konu taşınmazın imar açısından bölünemeyeceğinin tespit edildiği, bu durumda vasiyetname gereği, davaya konu binanın yanı sıra bulunduğu alanın da davacıya ait olduğunun tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma uyulmuş; davalı ..., 19.02.2021 tarihli celsede davayı kabul ettiğini bildirmiş ve yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile vasiyetnamenin tenfizine, dava konusu 184 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline; taşınmaz üzerindeki zemin katı mandıra olan iki katlı binanın davacıya ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiştir.
    Hüküm, bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre, bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş; bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Somut olayda, muris...’nin noterde düzenlenen 17.08.1998 tarihli vasiyetname ile 184 ada 19 No’lu parselde yer alan zemin katı mandıra olan kargir iki katlı binayı ve binanın üzerinde bulunduğu arsa kısmını davacı kızı ...’ye bıraktığı, anılan vasiyetnamenin Eynesil Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/5 Esas, 81 Karar sayılı dosyasında 19.07.2000 tarihinde açılıp okunduğu, buna ilişkin tespit hükmünün taraflarca temyiz edilmediğinden 30.05.2019 tarihinde kesinleştiği, öte yandan mahallinde yapılan keşif sonrası sunulan 07.10.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda, vasiyetnameye konu binanın üzerinde bulunduğu kısmın imar mevzuatı uyarınca ana taşınmazdan ifrazının mümkün olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
    Her ne kadar mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiş; yukarıda açıklandığı üzere vasiyetnameye konu binanın üzerinde bulunduğu arsa kısmının ana taşınmazdan ifrazı mümkün olmadığından, binanın yanı sıra üzerinde bulunduğu alanın da davacıya ait olduğunun tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesi gerekirken, bozma ilamına aykırı şekilde dava konusu 184 ada 19 No’lu parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bir kısım davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara