Esas No: 2013/4450
Karar No: 2013/4678
Karar Tarihi: 09.09.2013
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/4450 Esas 2013/4678 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalât nedeniyle oluşan zararın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile kararın kesinleşmesine müteakiben talep halinde dosyanın ... Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmesine dair verilen karar davalı yüklenici vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı iş sahibinin davalı şirkete yaptırdığı saunanın alt tarafının su akıtmasından kaynaklandığından, Tüketici Mahkemesi"nce işin tüketici işlemi olmayıp eser sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir hata bulunmamaktaysa da, davanın görev yönünden reddine karar veren mahkemenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca dosyanın gönderileceği mahkemeyi de kararda doğru bir şekilde göstermesi zorunludur.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 22.01.2013 tarihinde açılmış olup, davanın ticari niteliğinin ve bu bağlamda görevli mahkemenin belirlenmesinde bu kanunla getirilen düzenlemelerin değerlendirilmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi"nin bakacağı yönünde düzenleme olması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 154 vd. maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re"sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5/4 maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemeleri"ne açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir.
Somut olayda; taraflar arasında uyuşmazlık konusu edilen iş, davacı iş sahibinin evi için yapılmış olup, ticari işletmesiyle bir ilgisi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, eser sözleşmelerinden kaynaklanan davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemeleri"nde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. O halde, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi"ne aittir. Bu durumda, mahkemece kararın kesinleşmesine müteakiben dosyanın talep halinde ... Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ... Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmesi doğru olmamış kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.