Esas No: 2021/4718
Karar No: 2022/684
Karar Tarihi: 25.01.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4718 Esas 2022/684 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4718 E. , 2022/684 K.Özet:
Davacı vekili, müvekkilinin 249 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğunu ve hissesi üzerinde su dolum merkezi ve park alanı bulunduğunu ve davalının haksız şekilde işgal ettiğini belirterek, davalının müdahalesinin men’ine, mevcut yapıların davacıya teslimine ve ecrimisile karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiş ve bu karar istinaf yoluyla incelenmiştir. Ancak, dava konusu taşınmaza yönelik diğer davaların sonucunun beklenilmesi gerektiği açıktır. Dolayısıyla, davaların HMK'nın 165. maddesi gereğince bekletici mesele yapılarak sonuçlarına göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, mahkeme bu şekilde karar vermemiş ve istinaf başvuruları da esastan reddedilmiştir. Sonuç olarak, temyiz itirazları kabul edilmiş ve bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılmıştır. İlk derece mahkemesi hükmü bozulmuş ve sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nun 165. maddesi: Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
- HMK'nun 373/1. maddesi: Temyiz yolu açık olan kararların temyiz edilmesi, usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşılmayan haller dışında kanun yoluna bağlıdır.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
...
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.01.2018 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 11.07.2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine dair verilen kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 25.01.2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 249 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğunu, davacının hissesi üzerinde su dolum merkezi ve park alanı bulunduğunu, zamanında davacı tarafından su tesisi işletmeciliği için 70 m2 kullanım alanına sahip idare binası ve yatakhanesi yapıldığını ve 1996 yılında inşa edilen bu alanın davacının mülkiyetinde olduğuna ilişkin Pendik Sulh Hukuk Mahkemesinin 1996/49 D. İş sayılı tespit dosyasının bulunduğunu, söz konusu alanın kullanılması için 13/5/1996 tarihinde İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünden izin istendiğini, tesislerin incelendiğini, defterdarlığın devam eden incelemelerini yaptığını ve mahallin kendi zilyetliğinde olmasına rağmen davalının haksız şekilde işgal ettiğini belirterek davalının müdahalesinin men’ine, mevcut yapıların davacıya teslimine, şimdilik kaydı ile 10.000 TL ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu kez davacı vekili ve davalı vekili süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
Dava; paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'nun 165. maddesine göre; “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
Somut olaya gelindiğinde; dava paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin olup, dava dışı (paydaşlar) ... ve arkadaşları tarafından dosyamız tarafları ve diğer paydaşlar aleyhine, “...taraflar arasında düzenlenen fiili istifade ve şüyun idamesi anlaşmasına göre taşınmazın ifrazı ve aynen taksimi istemine..” ilişkin dava açıldığı, İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.09.2011 tarih ve 2008/102 Esas, 2011/396 sayılı Kararı ile davanın reddine karar verildiği, temyiz talebi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 08.01.2019 tarih ve 2017/6177 Esas, 2019/123 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca ilgili bozma ilamında dava konusu 249 parsel hakkında Orman Genel Müdürlüğü tarafından orman olduğu iddiası ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/139 Esas sayılı dosyasında yolsuz tescile dayalı tapu kaydının iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tesciline ilişkin dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu dava sonucunda verilecek karar ile taşınmazın vasfının değişebileceği belirtilmiştir.
O halde, hem İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde yürütülen “...taraflar arasında düzenlenen fiili istifade ve şüyun idamesi anlaşmasına göre taşınmazın ifrazı ve aynen taksimi istemine..” ilişkin dava hem de İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan ve eldeki davanın esasına etkili olacağı açık olan dava dosyalarının sonucunun beklenilmesi gerekeceği açıktır.
Hal böyle olunca, dava konusu taşınmaza yönelik her iki davanın HMK'nın 165. maddesi gereğince bekletici mesele yapılması ve sonuçlarına göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi gereğince davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkeme hükmünün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, karardan bir örneğin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 25/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.