Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8740 Esas 2022/765 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8740
Karar No: 2022/765
Karar Tarihi: 07.02.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8740 Esas 2022/765 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı vekili, sözleşmeye dayalı irtifak bedelinin tescili talebiyle davalı aleyhine dava açmıştır. Davalı, irtifak hakkının tesis edileceği yerin koordinatlarının belirlenmesini istemiştir. Mahkeme, davayı kabul etmiş ve davalı vekili tarafından istenilen temyiz istemi reddedilmiştir. Ancak davalı vekili, kararda maddi hata olduğunu belirterek tavzih talebinde bulunmuştur. Yargıtay, davalının süresi geçtikten sonra verdiği temyiz dilekçesi nedeniyle temyiz isteminin reddine karar vermiştir. Ancak ilamın giriş kısmında çelişki yaratılmıştır. Bu nedenle hüküm tavzihine karar verilmiştir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Kanun maddeleri: HUMK’nun 432/4. maddesi ve 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun \"Hükmün Tavzihi\" başlıklı 305. maddesi.
7. Hukuk Dairesi         2021/8740 E.  ,  2022/765 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
    ...

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.09.2009 gününde verilen dilekçe ile sözleşmeye dayalı irtifak bedelinin tescili talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince temyiz isteminin süreden reddine dair kararı ile ilgili davalı vekili maddi hataya dayalı tavzih isteminde bulunulması üzerine tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya ve içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, sözleşmeye dayalı irtifak hakkı tesisi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, taraflar arasında 24.04.1999 tarihli taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme gereğince ... parsel sayılı taşınmazda kain 59 numaralı bağımsız bölümün müvekkili tarafından satın alındığını, anılan bağımsız bölümün sözleşme ve projeye aykırı inşa edilmesi nedeniyle taraflar arasında 24.01.2000 tarihli ek protokol yapıldığını, ek protokol ile 59 numaralı bağımsız bölüm ile davalı şirketin mülkiyetinde olan 457 parsel sayılı taşınmazdaki golf alanı arasında kalan 637.29 metrekarelik kısımda davacı lehine irtifak hakkı tesis edileceğinin kararlaştırıldığını, davalı şirket ile ilgili olarak Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/734 Esas sayılı dosyasında iflasın ertelenmesine dair tedbir kararı verildiğinden irtifak hakkının tesis edilemediğini belirterek irtifak hakkının tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davayı kabul etmiş, irtifak hakkının tesis edileceği yerin fen bilirkişisi marifetiyle kroki üzerinde koordinatlarının belirlenmesini istemiştir.
    Davalı şirket kayyımı, 07.01.2020 tarihli dilekçesinde kayyımlık vasfının denetime ilişkin olduğunu, yönetimin eskiden olduğu gibi şirket yönetim kuruluna ait olduğunu, şirketin taraf olduğu davalar ile ilgili olarak şirketi temsil etme yetki ve görevinin bulunmadığını beyan etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 31.05.2021 günlü 2019/1058 Esas, 2021/3610 Karar sayılı ilamı ile 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulduğu gerekçesi ile temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

    Davalı vekili, 01.07.2021 tarihli dilekçe ile Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 31.05.2021 günlü 2019/1058 Esas, 2021/3610 Karar sayılı ilamında maddi hata olduğunu belirterek tavzih talebinde bulunmuştur.

    Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 31.05.2021 günlü 2019/1058 Esas, 2021/3610 Karar sayılı ilamında "Mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalı vekiline usulüne uygun olarak 23.02.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur.
    HUMK’nun 432/4. maddesi ve 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddine" karar verilmiştir.
    Mahkeme kararı davalı vekiline 23.02.2018 tarihinde usule uygun olarak tebliğ edilmiş 10.01.2019 tarihinde temyiz edilmiştir. 15 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Hükmün Tavzihi" başlıklı 305. maddesinde; "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.
    Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez" hükmüne yer verilmiştir.
    Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 31.05.2021 günlü 2019/1058 Esas, 2021/3610 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davalının süresi geçirildikten sonra verilen temyiz dilekçesi nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş ancak ilamın giriş kısmında davalı vekilinin dilekçesinin süresinde olduğu yazılarak çelişki yaratılmış olduğundan hükmün tavzihi talebinin kabulü ile maddi hataya dayalı olarak "süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra" kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkarılarak anılan ilamın aşağıda yazılı şekilde tavzihine karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tavzih talebinin kabulü ile Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 31.05.2021 günlü 2019/1058 Esas, 2021/3610 Karar sayılı ilamının giriş kısmında yer alan "süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra" ibaresinin çıkarılmak suretiyle ilamın TAVZİHİNE, 07.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Hemen Ara