Esas No: 2021/1026
Karar No: 2022/802
Karar Tarihi: 08.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/1026 Esas 2022/802 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/1026 E. , 2022/802 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
...
Davacı- karşı davalılar vekili ve davalı- karşı davacı vekili tarafından, 19/12/2013 ve 03/01/2014 günlerinde verilen dilekçelerle asıl davada tapu iptali ve tescil ile kira alacağı ıslahen tazminat; karşı davada tazminat talep edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine; karşı davanın reddine dair verilen 09/10/2019 tarihli hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı- karşı davacı vekili tarafından; diğer taraftan duruşmasız olarak incelenmesi davacı- karşı davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 08/02/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı- karşı davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava, harici trampa sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ıslahen tazminat ile kira alacağı; karşı dava ise sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Asıl davada davacı-karşı davalılar vekili, müvekkilleri ile davalı- karşı davacı ... İnş. San. Ltd. Şti. arasında 04.02.2012 tarihinde düzenlenen sözleşme uyarınca müvekkillerinin edimlerini yerine getirdiklerini, ancak davalı- karşı davacının sözleşme gereği müvekkillerine devretmesi gereken dava konusu 1626 ada 8 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı D blok zemin kat 3 numaralı bağımsız bölümü müvekkillerine teslim etmediğini, sözleşmede verildiği belirtilmiş ise de kira bedelinin ödenmediğini belirterek, dava konusu taşınmazın müvekkilleri adına tesciline ve sözleşme tarihinden itibaren birikmiş olan kira bedelinin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava etmiş; 12.05.2014 tarihli dilekçesi ile 14.400,00 TL kira alacağının sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminini istemiş; 18.04.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile tapu iptali ve tescil davasını tazminat davası olarak ıslah etmiş, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 250.000,00 TL tazminatın ve 28.900,00 TL kira alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı davada davalı-karşı davacı vekili, sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmemesi nedeniyle geçersiz olduğunu, müvekkilinin davacı- karşı davalılara güvenerek iki adet daireyi kendilerine teslim ettiğini, 30.000,00 TL alacağını takas ettiğini ve davacı- karşı davalı ...’a 6.000,00 TL kira bedeli ödediğini, davacı-karşı davalıların sözleşmeye konu edimlerini yerine getirdiklerini, ancak halaları ... tarafından müvekkillerine devredilen taşınmazlara yönelik önalım davası açıldığını, açılan bu davanın muvazaalı olduğunu, önalım davasının kabul edilerek 158.500,00 TL önalım bedeli karşılığında taşınmazların ... adına tescil edildiğini, bu nedenle edimin imkansız hale geldiğini, davacı-karşı davalıların haksız ve kötüniyetli olduklarını beyan ederek davanın reddini savunmuş ve davacı- karşı davalıların yaklaşık 117.500,00 TL sebepsiz zenginleştiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL alacağın dairelerin devir tarihinden itibaren işleyecek yasal ticari faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davacı- karşı davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 12.05.2014 tarihli ıslah dilekçeyle ise 107.500 TL alacağın tazminine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine; karşı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair verilen ilk kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2014/16143 Esas, 2015/1884 Karar sayılı ilamıyla, sözleşmenin şekil yönünden geçersizliğine dayanılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, dava konu taşınmazın 3. kişi adına kayıtlı olduğu gözetilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak asıl davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine; karşı davanın reddine dair verilen ikinci kararın ise Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/15349 Esas, 2017/7127 Karar sayılı ilamıyla, davalı-karşı davacının alacağı olan ve ödenmeyen 30.000,00 TL bedelin davacı-karşı davalıların alacağına eklenmesi ve davalı karşı davacı şirket tarafından sözleşme gereğince davacılara ödenen 6.000,00 TL kira bedelinin davalı- karşı davacı lehine hesaplamaya dahil edilmemiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş; karar düzeltme talebi de Dairenin 2018/555 Esas, 6680 Karar sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne 110.500,00 TL'nin (10.000,00 TL'sine 19.12.2013 tarihinden itibaren, 100.500,00 TL'sine ise 18.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek) yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı- karşı davalılar vekili ile davalı- karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazları, davacı- karşı davalılar vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı- karşı davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Tarafların, davanın görülmesi ve sonuçlandırılması için ödedikleri paraların tümüne yargılama giderleri denir. Keşif giderleri, tanık ve bilirkişiye ödenen ücret ve giderler, yargılama sırasında yapılan diğer tüm giderler, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamındadır (HMK md. 323).
Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK md. 326). Yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir. Yargılama gideri tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir ( HMK md 332/1-2 ).
Somut olayda; mahkemece, sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat istemine ilişkin karşı davanın reddine karar verilmesine ve davacı-karşı davalılar davada vekille temsil edilmesine rağmen, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326/1’inci ve 332/1’inci maddeleri uyarınca karşı dava yönünden davada haksız çıkan davalı- karşı davacı aleyhine ve davacı-karşı davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemiş olması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin tüm, davacı-karşı davalılar vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.