Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2243 Esas 2022/891 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2243
Karar No: 2022/891
Karar Tarihi: 09.02.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2243 Esas 2022/891 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı aleyhine açılan önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davası sonucunda, ilk derece mahkemesi davanın kabulüne karar verdi. Ancak, davalı taraf savunmasında sınırdaş taşınmazların bulunmadığı beyanında bulundu. Buna rağmen mahkeme davanın kabulüne karar verince davalı vekili istinaf başvurusunda bulundu. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, yapılan incelemede usul ve esas yönünden bir yasaya aykırılık tespit edilemediğinden istinaf talebini reddetti.
Davalı vekili bu kararı temyizle dava açtı. Temyiz dilekçesinde, müşterek sınır bulunmadığı, davacının taşınmazının tarımsal bütünlüğü yönünden incelenmediği ve mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürüldü. Yargıtay kararında, önalım hakkının paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğduğu, kullanıma açık hale gelmesiyle satın alma ilişkisi kurulduğu, önalım bedelinin tapuda gösterilen satış bedeli ile harç ve masrafların toplamından ibaret olduğu belirtildi. Ayrıca, tarımsal arazilerin satılması halinde sınırdaş maliklerin önalım hakkına sahip olduğu ve tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verileceği hükmüne yer verildi.
Buna göre, mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Dosyada mevcut bilirkişi raporu ve krokide davacının taşınmazı ile dava konusu taşınmazın tek noktadan temasının bulunduğu, ancak tarımsal bütünlük sağlamadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Yukarıdaki kanun madd
7. Hukuk Dairesi         2021/2243 E.  ,  2022/891 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    ...

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14/02/2018 tarihinde verilen dilekçeyle önalım talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/02/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

    KARAR
    1.DAVA
    1.1. Dava, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8/İ maddesi uyarınca sınırdaş tarım arazisi maliki tarafından açılan önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    2.CEVAP
    2.1. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur.
    3. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    3.1. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiştir.
    4. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    4.1. Hükmün istinaf yolu ile incelenmesi davalı vekilince talep edilmiştir.
    4.2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık tespit edilmediği belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
    5. TEMYİZ
    5.1. Davalı vekili kararı temyiz etmiştir.
    5.2 Temyiz Nedenleri
    5.2.1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmaz ile davacının taşınmazı arasında müşterek sınır bulunmadığını, bilirkişi raporlarında taşınmazların tarımsal bütünlüğü yönünden inceleme yapılmadığını, mahkeme kararının ve gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
    6.YARGITAY KARARI
    6.1.Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
    Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
    6.2. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/i maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında, "Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri de önalım hakkına sahiptir. Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz. Önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkim, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verir." hükmü yer almaktadır.
    6.3. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
    6.4. Somut olaya gelince; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir.
    6.5. Davalı taraf savunmasında davacının dava konusu taşınmaza sınırdaş taşınmazının bulunmadığını, sınırdaş olduğu belirtilen 65, 77, 80 parsel sayılı taşınmazlara 23/3/2016 ve 64 parsel sayılı taşınmaza 11/4/2017 tarihi itibariyle malik olduğunu, 159 parsel sayılı taşınmazın ise dava konusu 66 parsel sayılı taşınmaz ile sınırdaş olmadığını beyan etmiştir.
    6.6. Dosyada mevcut bilirkişi rapor ve krokinin incelenmesinde, davacıya ait 159 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu 66 numaralı parselin tek noktadan temasının bulunduğu, mevcut hali ile bütünmüş gibi kullanılmadığı ve tarımsal bütünlüğü sağlamadığı anlaşılmaktadır.
    6.7. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ve bölge adliye mahkemesince davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 15.10.2020 tarihli 2019/1269 Esas, 2020/1456 sayılı Kararının KALDIRILMASINA, Uzunköprü 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.02.2019 tarihli 2018/37 Esas, 2019/63 sayılı Kararının BOZULMASINA, karardan bir örneğin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 09/02/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.


    (Muhalif)


    KARŞI OY

    Dairemiz 09.02.2022 tarihli kararında; davacıya ait 159 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu 66 No'lu parselin tek noktadan temasının bulunduğu tarımsal bütünlüğü sağlamadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece görevlendirilen kadastro teknisyeni Hasbi Kaftar’ın 06.08.2018 tarihli raporunda davacıya ait 159 No'lu parsel ile önalım hakkına konu 66 No'lu parselin köşe noktasından sınırdaş arazi olduğu tespit edilmiştir.
    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü 03.11.2017 tarih ve Esas 2768754 sayılı Tarım Arazilerinde Mülkiyet Devrine İlişkin Uygulama Talimatının b maddesinde belirtildiği üzere en az bir noktada birbirleriyle ortak sınırı bulunan tarım arazileri sınırdaş olarak değerlendirilmektedir.
    6537 sayılı Kanunun getirdiği önemli değişikliklerden biri “ekonomik bütünlük” kavramıdır. TKAKK’ya, 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/A maddesinde, yeterli gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin hesaplanmasında aynı kişiye ait ve Bakanlıkça aralarında ekonomik bütünlük bulunduğu tespit edilen tarım arazilerinin birlikte değerlendirileceği ve ekonomik bütünlüğe sahip olmayan kısımların Bakanlığın izni ile satılabileceği hükme bağlanmıştır. Bu durum karşısında ekonomik bütünlük kavramından ne anlaşılması gerektiğinin aydınlatılması önem arz eder. Tarımsal Arazilerin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmelik’in "Tanımlar" başlıklı dördüncü maddesi uyarınca ekonomik bütünlük, mülkiyeti aynı kişiye ait birden fazla tarımsal arazinin tarımsal üretim faaliyetine ekonomik bir değer katacak şekilde birbirine bağımlı olmasıdır.
    Sayın çoğunluğun, yasanın metninden anlaşılmayan ve sadece birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin önalım hakkını kullanması halinde izlenecek yöntemin genişletici yorum ile önalım hakkını kullanan arazi malikinin birden fazla olmadığı durumlarda da, davacıya ait taşınmazın davaya konu edilen taşınmaz ile tarımsal bütünlük oluşturması gerektiği şeklindeki bozma gerekçesine katılmamaktayım. Önalım hakkının kullanılmasında bir an için, ekonomik bütünlüğün sağlanması gerektiği söylenecek olursa da, yukarıda yapılan açıklamalar nedeniyle ekonomik bütünlüğün oluştuğunun da kabul edilmesi gerekir. Hükmün onanması gerektiğinden sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edememekteyim.








    Hemen Ara