Esas No: 2021/2184
Karar No: 2022/886
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2184 Esas 2022/886 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/2184 E. , 2022/886 K.Özet:
Davacılar taşınmazlar üzerindeki ortaklığın giderilmesine ilişkin kesinleşmiş kararın tashih edilmesi talebinde bulunmuşlardır. Mahkeme, talebi reddetmiştir çünkü tavzih sadece hükmün yeterince açıklık taşımaması durumunda olanaklıdır ve hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Bu nedenle, temyiz istemi reddedilmiştir ve karar onaylanmıştır.
Kanun Maddeleri:
6100 sayılı HMK'nın 305. maddesi: Tavzih yoluyla hükmün yeterince açıklık taşımaması, infazında tereddüt doğurması veya birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde olanaklıdır. Taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
...
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 12/03/2003 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesine ilişkin kesinleşmiş hüküm hakkında tashih talebi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin reddine dair verilen 02/12/2020 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ... ile davacı ... vekili tarafından ayrı ayrı istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, 2066 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim; 532 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın ise satış suretiyle giderilmesini istemiştir.
Davalı, açtıkları soybağının reddi davasının beklenilmesini istemiştir.
Mahkemece, “Dava konusu 532 parsel üzerinde bulunan taşınmazın, tüm yükümlülükleri ile birlikte umum arasında açık artırma usulü ile satılarak, elde edilecek satış bedelinin taraflara tapudaki ve mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında pay edilmek suretiyle ortaklığın giderilmesine, dava konusu 2066 parselin aynen taksimi ile Belediye Encümenince kabul edilen harita mühendisi ... 'in düzenlediği ifraz krokisinde A harfi ile gösterilen 5147,19 m2'lik bölümün, kesinleşen mahkeme kararı da nazara alınarak ... adına tesciline, B harfi ile gösterilen 5000,00 m2'lik kısmın davacı ... adına tesciline, C harfi ile gösterilen 6088,32 m2'lik kısmın da davalı ... adına tesciline,” karar verilmiştir.
Bu karar, taraflarca temyiz edilmeksizin 14.11.2007 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı taraflar ayrı ayrı fakat aynı içerikteki 23/11/2020 ve 25/11/2020 tarihli tashih dilekçelerinde, “2066 parsel sayılı taşınmazın aynen taksimi ile dosyaya eklenen bilirkişi raporunda belirtilen şekilde tesciline karar verildiğini, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonrasında sunulan bilirkişi raporunda, taşınmazda narenciye bahçesinin sulanması için kullanılan betonarme havuz bulunduğu ve bütün mandalina bahçesi ve evler bu sudan faydalandığından ifraz durumunda kuyu ve havuzun müşterek kullanım hakkı olan her 3 parselin de beyanlar hanesine yazılması gerektiği görüşüne rağmen bu hususun sehven 04/10/2007 günlü gerekçeli kararda belirtilmediğini, bu nedenle sehven unutulan şerhin gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4. bendinin tashihi suretiyle hükme eklenmesini” talep etmiştir.
Mahkemece, “Talebe konu hususun üst yargı denetimine götürülebilecek bir konu olması ile tahsis ya da tavzih kararı ile hükmün değiştirilemeyecek olması nazara alınarak talebin reddine” karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 305. maddesinin birinci fıkrasına göre tavzih, hükmün yeterince açıklık taşımaması, infazında tereddüt doğurması veya birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde olanaklıdır. İkinci fıkraya göre de tavzih yoluyla hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Temyiz yoluyla incelenmesi mümkün olan bir husus yeniden yargılama yapılarak tavzih adı altında düzeltilemez.
Davacı taraflar, tavzih talebinde hükmün değiştirilmesini istemektedir.
Tavzih yolu ile hüküm fıkrasında yer verilmeyen bir hususun tavzih kararı ile hüküm fıkrasına eklenmesi, hükmün bu şekilde genişletilmesi ve değiştirilmesi mümkün olmadığından mahkemenin tavzih isteminin reddine ilişkin vermiş olduğu karar usul ve yasaya uygun olduğundan, temyiz isteminin reddi ile ek kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddi ile 02/12/2020 tarihli ek kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 09/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...