Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2011 Esas 2022/836 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2011
Karar No: 2022/836
Karar Tarihi: 09.02.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2011 Esas 2022/836 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, maliki olduğu parselin mera parseline binmeli olması nedeniyle tapu kaydına mükerrer şerh konulduğunu ve yapılan kadastro yenileme çalışmalarının iptali ile şirkete ait alanın düzeltimini talep etti. Davalı, dava şartı yokluğu, husumet, görev, zamanaşımı, yargı yolu itirazları değerlendirilerek usulden ve esastan reddini talep etti. Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın reddine karar verildi. Davacı vekilinin istinaf talebi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi davayı kabul ederek şerhin kaldırılmasına karar verdi ancak davalı vekili kararı temyiz etti. Kararda, tapu kütüğüne esas itibarıyla mülkiyetin veya sınırlı ayni hakların iktisabına veya bunların kaybedilmelerine ilişkin tescillerin yazıldığı belirtildi. Şerhten amaç, ilişkin bulunduğu hukuki durumu üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale getirmek, hukuki duruma aleniyet kazandırmaktır. Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edilebileceğinin kanun belirlediği ve kanunun belirlemediği bir hakın tapu kütüğüne şerh edilemeyeceği vurgulandı. Kanunda açıkça öngörülen haklar dışında şahsi hakların şerh edilemeyeceği belirtildi. Tapu Sicil Tüzüğünün 52/2 maddesi ise \"tescil, değişiklik, terkin veya düzeltmeyi yolsuz duruma getiren hukuki veya teknik sebeplerin Müdürlükçe tespiti halinde bu husus kütüğün beyanlar sütununda re'sen belirtilir\" hükmünü içeriyor. TMK’nun 1009 ila 1011 ve Tapu Sicil Tüzüğünün 54 ila 66. maddelerinde düzenlenen şerhlerin, şahsi hakların kuvvetlendirilmesini, malikin tasarr
7. Hukuk Dairesi         2021/2011 E.  ,  2022/836 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
    ...
    ...

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28/02/2017 tarihinde verilen dilekçeyle şerhin terkini talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09/05/2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı vekili, kadastro yenileme çalışmaları sırasında maliki olduğu101082 ada 1 parselin, mera parseline binmeli olması nedeniyle kaydına mükerrer şerhi verildiğini, şerhlerin kaldırılmasını, yapılan kadastro yenileme çalışmalarının iptali ile şirkete ait alanın düzeltimini talep etmiş; 09.05.2017 günlü oturumda Hazine ve Kadastro Müdürlüğü hakkındaki davalar ile kadastro yenileme çalışmasının iptali talepli davanın tefrikine karar verilerek yargılama mera parseli ile mükerrerlik şerhinin iptali talebine münhasıran yargılamaya devam edilmiştir.
    Davalı; davacının öncelikle dava şartı yokluğu, husumet, görev, zamanaşımı, yargı yolu itirazları değerlendirilerek usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
    Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, 2017/7Esas, 2017/173 Karar 09.05.2017 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin istinaf talebi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi "Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.05.2017 günlü ve 2017/7 Esas, 2017/173 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile, davacının malik olduğu, ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine 05.03.2014 gün ve 6225 yevmiye ile işlenen “Bu parselde mera parseli ile mükerrerlik vardır.” şerhin terkinine karar verilmiştir.
    Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
    Tapu kütüğüne esas itibarıyla mülkiyetin veya sınırlı ayni hakların iktisabına veya bunların kaybedilmelerine ilişkin tesciller yazılır. Geniş anlamda tescil ise kütüğe yazılan her husustur. Nitekim kütük sahifesinde mülkiyet, rehin ve irtifak hakları sütunları dışında bir de “şerh” ve “beyanlar” adı altında iki sütun daha vardır. Ancak bir hususun şerh veya beyanlar sütununa yazılması taşınmazın ayni hakka ilişkin statüsünde bir değişiklik meydana getirmez.
    Şerhten amaç; ilişkin bulunduğu hukuki durumu üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale getirmek, hukuki duruma aleniyet kazandırmaktır. Bu yönü ile şerh ayni bir etki özelliğini gösterir. Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edileceğini kanun belirlemiştir. Dolayısıyla kanunun belirlemediği bir hak, tapu kütüğüne şerh edilemez.
    TMK’nun 1009 ila 1011 ve Tapu Sicil Tüzüğünün 54 ila 66. maddelerinde düzenlenen şerhler, üç amaca yönelik bir tapu işlemidir. Şahsi hakların kuvvetlendirilmesini, malikin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını ve muvakkat (geçici) tescilin tapu kütüğüne yazılmasını sağlar.
    Tapu kütüğüne şerh edilebilecek şahsi haklara gelince;
    TMK’nun 1009. maddesinde arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerh edilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer Tasarruf yetkisinin kısıtlanmasında” başlıklı TMK’nun 1010. maddesinde de aşağıdaki sebeplere dayanan tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceği belirtilmiştir;
    1-Çekişmeli hakların korunmasına ilişkin mahkeme kararları,
    Örneğin; ifa edilmediği takdirde sahibine, malike karşı TMK’nun 716. maddesine göre cebri tescil davası açma hakkı veren şahsi haklar. Buradaki şerhin amacı üçüncü şahısların TMK’nun 1023.maddesine istinaden ayni hak iktisabını önlemektir. İkinci guruptaki haklar ise, taşınmazla ilgisi olmayan alacak haklarıdır. Buradaki amaç ise İİK’nun 277. maddesi anlamında alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazı temlik edip, bu alacakların tahsilini imkansız kılmaya yönelik olarak taşınmaz malikinin yapacağı tasarrufi işlemleri önlemektir.
    2-Haciz, iflas kararı veya konkordato ile verilen süre,
    Bu halde yalnızca ilgili işlemlerin taalluk ettiği nispette taşınmaz malikinin taşınmaz üzerindeki tasarruf işlemleri alacaklılara karşı geçersiz olur ve bu hususlarda TMK’nun 1023. maddesi uygulanmaz.
    3-Aile yurdu kurulması, art mirasçı atanması gibi şerh verilmesi kanunen öngörülen işlemler tapu kütüğüne şerh verilebilir.
    Bu tür bir şerhle sonraki müktesipler kanundaki mükellefiyetlere katlanmak zorunda kalır.
    Diğer taraftan TMK’nun 1011. maddesi hükmü gereğince de; iddia edilen bir ayni hakkın güvence altına alınması gerekiyorsa ve tasarruf yetkisini belirleyen belgelerdeki noksanlıkların sonradan tamamlanmasına kanun olanak tanıyorsa hakkın geçici şerhi olanaklıdır.
    Tüm bu açıklanan hakların şerhi, koşulların bulunması halinde şerh tapu müdürlüğünce konulabileceği gibi hükmen de tapuya yazılabilir.
    Öte yandan, Tapu Sicil Tüzüğünün 52/2 maddesinde "tescil, değişiklik, terkin veya düzeltmeyi yolsuz duruma getiren hukuki veya teknik sebeplerin Müdürlükçe tespiti halinde bu husus kütüğün beyanlar sütununda re'sen belirtilir.
    Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerle birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacıya ait 101082 ada 1 sayılı parselin mera parseli ile çakışmalı-binmeli olduğundan tapu kaydındaki şerhin dayanağı bulunmaktadır. Kayıtlardan biri iptal edilmediği sürece mükerrer olan kaydın devri halinde Hazine’nin sorumlu olacağı muhtemeldir. Şerhin varlığında her iki tarafın hukuki menfaati vardır. O halde mükerrer olan kaydın iptali gerçekleşmeden şerhin kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Hemen Ara