Esas No: 2021/5921
Karar No: 2022/941
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/5921 Esas 2022/941 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/5921 E. , 2022/941 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : ... vd.
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 24/12/2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/04/2021 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili, davalı vekili katılma yoluyla davacı ... vekili tarafından istenilmekle duruşma talebinin değerden reddiyle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacıların paydaşı olduğu ... ve 85 parsel sayılı taşınmazlarda, davalının taşınmazlardaki bir kısım hisseleri farklı zamanlarda satın aldığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı olan hissenin iptali ile davacılar adına tescilini, davacılardan ...’nın paydaşı olduğu 472 ve 1574 parsel sayılı taşınmazlarda davalının farklı zamanlarda pay satın aldığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı olan hisselerin iptali ile davacılardan ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazlarda fiili taksim bulunduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlarda fiili taksim olgusunun gerçekleştiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 19.09.2019 gün ve 2016/7102 Esas, 2019/5566 Karar sayılı ilamıyla "Dava konusu edilen taşınmazlarda fiili taksime ilişkin araştırmanın yetersiz olması nedeniyle yeniden keşif yapılarak zeminde davacının ve davalıya pay satan paydaşların kullandığı yer olup olmadığı belirlendikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı" gerekçeleri ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü, Davacı ... vekili, davacı ... vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin tüm, davacılar ... ve ... vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacılar ... ve ... vekillerinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir.
Somut Olayda; mahkemece, dava konusu taşınmazlarda fiili taksim olgusunun bulunmadığı davacı ... nın davasından feragat ettiği, 472 parselde davacı ... ve ...’in 62 ve 75 parsellerde de davalının hissesinin bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 54, 67, 84 ve 85 parsel sayılı taşınmazlarda davalıya ait hisselerin iptali ile 1/3 ünün davalı üzerinde bırakılarak 1/3’er hissenin davacılar ...ve ... adına tesciline karar verilmiş ise de karar aşağıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda taleple bağlılık ilkesi denilmektedir.
Dava konusu 67 parsel sayılı taşınmazın 93/1120 hissesi 29.01.2016 tarih 494 yevmiye No'lu resmi akitle dava dışı ... tarafından davalı ...’ya satılmıştır. Eldeki dava ise daha önce 24.12.2014 tarihinde açılmıştır, bahsi geçen satış işlemine ilişkin sonradan usulüne uygun olarak açılmış ve harçlandırılmış bir dava bulunmadığı halde bu satışa konu 93/1120 hisseyi de kapsayacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2.2.-Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.06.1947 tarihli 1947/5 Esas, 1947/18 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince önalım hakkını kullanan paydaşlar pay oranları ne olursa olsun önalım hakkına konu paydan eşit oranda yararlanırlar.
Davacı ... ... tarafından açılan davadan feragat edilmiş ise de, dava konusu taşınmazlarda dava dışı paydaşların davalıya pay satışına konu 04/07/2013, 12 /08/2014, 18/07/2014 tarihli satış işlemlerine yönelik davacılar ...ve ... tarafından açılmış bir önalım davası bulunduğuna göre eşit hisseler nispetinde adlarına tescil hükmü kurulması gerektiğinden önalım bedeli davacılara ½ nispetinde depo ettirilerek davacılar adına ½ şer pay oranında tescil hükmü kurulması gerekirken 1/3 payın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2.3.Davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde 1574 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı hisselerin iptali ile taşınmazda paydaş olan davacı ... ... adına tescili talep edilmiş olup, davacı ... ... davadan feragat ettiğinden bu parsele yönelik dava feragat nedeniyle tefrik edilerek başka bir esasa kaydedilmiştir.
Davacı ... ve ...’in bu taşınmazda payları olmadığı gibi bu taşınmaza ilişkin bir önalım talebi de bulunmamaktadır. Adı geçen davacılar açısından davaya konu olmayan taşınmazın davasından feragat da mümkün olmadığından, davacıların feragat beyanın bir geçerliliği bulunmadığı gözetilmeksizin davacıların feragatı nedeniyle davanın reddine, 3.300,00TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken müteselsilen alınarak davalıya verilmesine, şeklinde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
2.4. UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamaya göre İl İdare Kurulunun 26.10.2018 tarih 2106 sayılı Kararıyla davacı ...’ın soyismi ... iken ... olarak değiştirilmiş, ancak tapu kaydı düzeltilmemiştir. Adı geçen davacının tapu kaydında halen ...... olarak yer aldığı anlaşılmakla, davacı ... vekiline yetki ve uygun bir süre verilerek tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesi sağlandıktan sonra davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken infaz kabiliyetini etkileyecek şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2.5.Bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Davanın türü önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu halde gerekçeli karar başlığında elatmanın önlenmesi olarak gösterilmesi de doğru görülmemiştir.
Yukarıda izah edilen nedenlerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacılar ... ve ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.