15. Hukuk Dairesi 2013/2824 E. , 2013/4021 K.- YETKİ SÖZLEŞMESİ
- ESER SÖZLEŞMESİNDE AKDİN İFA MAHALLİ MAHKAMESİNİN YETKİSİ
- HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 9
- HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 10
- HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 22
- BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 355
- HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 17
"İçtihat Metni"Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr giderimi istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve istem halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dışı SS. Ö..Y..Kooperatifi"ne ait inşaatın yapım işini davalı yüklenici Ö.. İ.. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. üstlenmiş 204 ada K-J bloklar, 203 ada A-B-C-D-E-F-G blok işlerinin A tipi blokların traverten denizlik döşeme ve basamakları malzeme ve işçilik olmak üzere imâli işi davacı taşeron M.. K.."ya verilmiş, yanlar arasında 08.08.2009 tarihli sözleşme düzenlenmiş, iş bedeli 32.000,00 TL + KDV olarak belirlenmiş uyuşmazlık halinde Ankara mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili olacağı kararlaştırılmıştır.
Yerel mahkemece HMK"nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesi uyarınca taraflarca aksi kararlaştırılmadığı sürece davanın ancak yetki sözleşmesinde belirtilen mahkemede açılabileceği yetki kuralının kesin yetkiyi içerdiği gerekçesiyle yetki yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Yanlar arasında düzenlenen 08.08.2009 tarihli sözleşmenin 10. maddesinde anlaşmazlık halinde Ankara mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu belirlenmiştir. Sözleşme 1086 Sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu dönemde yapılmıştır. HUMK"nın 9. maddesi uyarınca her dava kural olarak davalının ikametgahı mahkemesinde açılır. Sözleşmeden doğan davalar ayrıca sözleşmenin icra olunacağı (işin yapılacağı) yer
mahkemesinde de açılabilir (HUMK md. 10). Taraflar arasında yetki sözleşmesi varsa o yer mahkemesi de yetkilidir (HUMK md. 22). Anılan bu yasal kural dikkate alındığında kamu düzeni gereği istisnalar hariç davacı tarafın bu yer mahkemelerinden birisinde davasını açmak konusunda seçimlik hakkı vardır.
Dava konusu somut olayda aktin ifa yeri Antalya ili Kemer ilçesi dahilinde olup Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi davaya bakmaya yetkilidir. Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi"nin yetkisini engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle, 6100 Sayılı HMK, yürürlüğe girmediğinden, sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinin kesin yetkili olduğunun kabulü mümkün değildir. Böyle bir kabul, sözleşmenin imzalandığı tarihte değişik yer mahkemesinde dava açma imkanı bulunan, tarafların seçimlik haklarını ortadan kaldıracaktır ve hak kaybına yol açacaktır. Bu bakımdan, sözleşmeyle kararlaştırılan kesin yetkinin 6100 Sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra imzalanan yetki sözleşmelerinde tatbiki uygun olacaktır. Aksinin kabulü yanların sözleşmeyle kazandıkları ve o tarih itibariyle yasayla yetkili kılınan mahkemelerde dava açma imkanını ortadan kaldıracağından eşitlik ilkesine aykırı olacaktır. Eski kanun zamanında yapılan yetki sözleşmelerinin, eski kanuna göre geçerli iseler bugün dahi geçerliliklerini muhafaza ettikleri kabul edilmelidir. Çünkü usul sözleşmelerinin kurulmaları ve geçerlilikleri bakımından maddi hukuk hükümlerine tabi oldukları genel kabul gören bir ilkedir. Buna göre maddi hukuk alanında yapılan yeni yasalar eski yasaya göre geçerli olarak yapılmış olan sözleşmeleri hükümsüz hale getirmedikleri gibi usul sözleşmelerine ilişkin yeni yasa hükümlerinin dahi eski yasa zamanında yapılmış usul sözleşmelerinin geçerliliğini etkilemeyeceğini kabul etmek gerekir.
Açıklanan olgular gözetilerek, yetki itirazının reddedilip işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış kararın buzulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 20.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.