Esas No: 2021/13379
Karar No: 2022/3679
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/13379 Esas 2022/3679 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2021/13379 E. , 2022/3679 K.Özet:
Mahkeme, bir çocuğun beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel istismarda bulunan sanığın hükümden suçlu bulunduğunu ve cezasının artırıldığını belirtir. Ancak, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın mahkemeye bilgi verme zorunluluğunun olmadığına dair bir karar göz önüne alındığında, Bakanlığın davaya katılma talebinin reddedildiği sonucuna varılır. Bu nedenle, suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyiz itirazları kabul edilir ve hüküm bozulur. Kararda, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesine vurgu yapılmaktadır.
"İçtihat Metni"
Suça sürüklenen çocuk ...'in beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından gerçekleştirilen yargılama sonucunda beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Nevşehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 16.12.2014 gün ve 2014/44 Esas, 2014/330 Karar sayılı hükümlerden beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, kapatılan 14. Ceza Dairesinin 26.06.2018 gün ve 2018/754 Esas, 2018/4632 sayılı hükmün bozulması yönündeki kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.09.2018 günlü, 2015/74521 sayılı itiraznamesiyle 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin iki ve üçüncü fıkraları gereğince itiraz etmesi üzerine 14. Ceza Dairesinin 30.10.2018 gün ve 2018/7179 Esas, 2018/6306 sayılı Kararıyla itirazın yerinde görülmeyerek reddiyle, bu hususta karar verilmek üzere dosyanın gönderildiği Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.04.2019 gün ve 2018/14-520 Esas, 2019/341 Karar sayılı ilamıyla 20.03.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının gerekli görmesi halinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idari, cezai, hukuki her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılma hakkının bulunması nedeniyle anılan madde uyarınca bu husustaki takdir hakkının kullanılabilmesi için yokluğunda verilen mahkeme kararlarının Bakanlığa tebliğinin zorunlu olması nedeniyle itiraz konusu dosyadan haberi olmadığı anlaşılan Bakanlığa ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararı tebliğ edilip, temyiz ettiği takdirde bu husus da gözetilerek, etmediği takdirde ise suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyizine istinaden Dairesince yeniden değerlendirme yapılarak karar verilmesi için itirazın değişik gerekçeyle kabulüyle hükmün kaldırılmasına dair verilen kararla birlikte 14. Ceza Dairesine gönderilen dosya ile ilgili verilen 05.02.2020 gün ve 2019/6393 Esas, 2020/807 sayılı tevdi kararına istinaden ilk derece mahkemesince yapılan tebligat üzerine Bakanlık vekili tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ek tebliğnameyle birlikte Dairemize gönderilen dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re'sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Adli Tıp 6. İhtisas Kurulunun 21.06.2013 tarihli raporunda "mağdurda ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan (travma sonrası stres bozukluğu ve Travmatik Kişi Değişikliği) denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, olay öncesi şüpheli cinsel istismar ve travmatik aile ortamı nedeniyle ruhsal gelişimi bozulan mağdurun daha sonra yaşadığı cinsel istismarın sabit olduğu eylemlerin her birinin ruh sağlığının bozulmayı arttırdığının" bildirilmesi karşısında, suça sürüklenen çocuğun eyleminin mağdurenin ruh sağlığını ayrıca bozmadığı anlaşıldığından, hakkında 5237 sayılı TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde anılan maddenin tatbiki suretiyle cezanın arttırılması,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.