Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6535 Esas 2022/979 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6535
Karar No: 2022/979
Karar Tarihi: 14.02.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6535 Esas 2022/979 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/6535 E.  ,  2022/979 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    ...


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.11.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.04.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    KARAR

    Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı Hazine vekili, dava konusu ... Köyü 1200 (228) parsel sayılı taşınmazın ihdasen Hazine adına tescil edildiğini ve Seyhan Belediyesince birçok parselle birlikte 37 No'lu imar düzenlemesine tabi tutulduğunu, daha sonra aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar düzenlemesi yapıldığını; ancak, anılan şuyulandırma işlemlerinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek, imar uygulamaları sonucu park alanında kalıpta 1200 sayılı kadastral parsele isabet eden 640 m²'lik kısmının tapu kaydının iptali ile düzenleme öncesi kök parsele dönüştürülerek Hazine adına tescili suretiyle eski hale iadesinin sağlanmasını talep etmiştir.
    Mahkemece Seyhan Belediyesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkında açılan davanın reddine dair verilen ilk karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 08.02.2011 tarihli ve 2010/10852 Esas, 2011/1059 Karar sayılı ilamı ile “ ... davacı hazine adına ihdas yoluyla tescil edilen taşınmazın davalı ... Belediyesine devri ile anılan taşınmazın imar uygulamasına tabi tutularak münferit imar parsellerinin oluştuğu ve bir kısım bölümlerin de park, yeşil alan, orman özelliği ile sicil harici bırakıldığı ve Adana Belediyesinin 37 No'lu imar uygulamasının İdari yargı yerinde iptal edilerek kesinleştiği, böylece imar ile oluşan gerek imar parseline ilişkin sicil kayıtlarının ve gerekse park, yeşil alan, orman gibi imarla tescil harici bırakılma işleminin hukuki dayanaktan yoksun kaldığı ve imar işlemine dayanan hukuki durum ile sicil kayıtlarının yolsuz hale düştüğü, böylesi bir durumda da kadastro parselinin mülkiyet ve geometrik duruma ihyasının gerekeceği, bu duruma göre park, yeşil alan ve orman nitelikli yerlerin kadastro parseli kapsamında kaldığı keşfen belirlendiğine ve bu işlemlerin dayanağı idari tasarruf iptal edildiğine göre, taşınmazın niteliğinin park, yeşil alan ve orman olması neticeye etkili olmayıp davanın kabul edilerek kadastro parselinin ihyasına karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesinin doğru olmadığı, kabul tarzı itibarıyla da imar ile oluşan dava dışı imar parsellerinin malikleri var ise onların da böylesi bir davada yer almaları zorunlu iken bu parsel maliklerine davada yer verilmeksizin neticeye gidilmesinin de isabetsiz olduğu” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak, Seyhan Belediyesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, dahili davalı ... hakkında husumet yokluğundan davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise eski hale ihya isteğinin kabulüne dair verilen hükmün davalı ... vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 14.02.2013 tarih, 2012/13158 Esas, 2013/2015 Karar sayılı ilamı ile “ ... ancak, mahallinde yapılan uygulama neticesinde alınan 29.01.2010 tarihli teknik bilirkişi raporunda; çekişmeye konu kök parselin imar planı uygulaması sonunda 8 m2'lik ve 22 m2'lik bölümlerinin 5627 ada 4 No'lu imar parselinde, 29 m2'lik bölümünün ise 5627 ada 5 No'lu imar parseline isabet ettiğini bildirdiği halde, bu raporu düzenleyen bilirkişilerden harita mühendisi ... 'dan alınan 05.2012 tarihli ek raporda ise; bu defa yeniden yapılan incelemede 8 ve 22 m2'lik bölümlerin 5627 ada 2 No'lu imar parseline, 29 m2'lik bölümünün ise ... ada 3 No'lu imar parseline isabet ettiğini belirttiği, ne var ki, kök parselin isabet ettiği imar parselleri yönünden çelişkili iki rapor düzenlemesine rağmen, raporlar arasındaki bu çelişki giderilmeden ve ek rapora neden üstünlük tanındığı belirtilmeden, öte yandan iptaline karar verilen 5627 ada 2 ve 3 No'lu imar parsellerinin sicil kayıtlarının getirtilip, maliklerinin davada taraf olarak yer alıp almadıkları denetlenmeden sonuca gidilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine dair verilen karar; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 22.02.2018 tarih 2015/12070 Esas, 2018/ 1362 Karar sayılı ilamı ile; "... dava konusu 1200 parsel sayılı taşınmazla davacı Hazine'nin mülkiyet ilişkisi açık olup, somut olayda 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin uygulama yeri yoktur.
    Hal böyle olunca; mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle, dava konusu 1200 sayılı parsel hakkında gerek Seyhan Belediyesi gerekse de Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar uygulamalarının iptal edildiği ve oluşturulan imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanaklarının kalmadığı gözetilmek suretiyle; anılan kadastral parsel sınırları üzerinde, iptal edilen imar uygulamaları ile oluşturulan alanlar ile miktarları açıkça belirlenerek, bu kısımlara ilişkin imar sicil kayıtlarının iptali ile 1200 sayılı kök parsel sınırları içinde kalan park alanıyla birlikte kök parselin ihyası ve Hazine adına tesciline hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş...’’ denilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü, davalı ..., davalı ... Belediyesi vekili ile davalı ... Belediyesi vekili temyiz etmiş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarih, 2019/3698 Esas-2020/3652 Karar sayılı ilamı ile; ''...dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik talebin dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.'' denilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve 4.080.00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava konusu taşınmaz davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesi sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki; anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmekte ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının; 1) Dördüncü bendinin çıkarılarak yerine ‘’ Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080.00TL vekalet ücretinin davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine’’ ibaresinin eklenmesine, 2) Beşinci bendinin çıkarılarak yerine "davacı tarafından yapılan 2.034,72 TL yargılama giderlerinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Hemen Ara