Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/1297 Esas 2022/1020 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1297
Karar No: 2022/1020
Karar Tarihi: 15.02.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/1297 Esas 2022/1020 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, tapu iptali ve tescil istemiyle davalıya karşı dava açmıştır. Davacı, taşınmazın bir kısmını satın aldığını ve burada bir fabrika binası inşa ettiğini belirtirken, davalı ise taşınmazın satış vaadi sözleşmesiyle tapuda kayıtlı olduğunu ve davacının iyi niyetli olmadığını savunmuştur. İlk derece mahkemesi davacının lehine karar vermiş, ancak davalı vekilinin istinaf talebi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Davacının temyiz itirazları yerinde bulunmamıştır ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesine atıfta bulunulmuştur.
7. Hukuk Dairesi         2021/1297 E.  ,  2022/1020 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    ...

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.10.2015 tarihinde verilen dilekçeyle temliken tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 27.06.2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulüne, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

    KARAR

    Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, dava konusu 1573 parsel sayılı taşınmazın daha önceki tapu kayıtlarında 2, 3, 4, 5, 8, 9, 12, 13, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlara isabet eden 2.326 m2’lik kısmını müvekkilinin 1993 yılında taşınmazın zilyedi olan ...’ten adi yazılı sözleşmeyle satın aldığını, müvekkili tarafından iyi niyetli zilyet olarak ve taşınmazın kendisine ait olduğu inancı ile hareket edilerek taşınmazda fabrika binası inşa ettiğini ve binayı kiraya verdiğini, dava konusu 1573 parsel sayılı taşınmazın Sultanbeyli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2012 tarih, 2009/478 Esas sayılı ilamı gereği 10.09.2013 tarihinde davalı adına tescil edildiğini, Pendik Kadastro Mahkemesinin 2005/3 Esas, 2007/25 sayılı Kararı ile tespit malikleri adına tesciline karar verilen 1573 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından satış vaadi sözleşmesiyle satın alındığını, taşınmazın davalı adına tescil tarihine kadar 2/B arazisi olarak tapuda kayıtlı olduğunu, müvekkilinin taşınmazı satın aldığı tarihte mülkiyet durumunun ihtilaflı olduğunu, dava konusu taşınmazın değerinin binanın değerinden düşük olduğunu belirterek, dava konusu 1573 parsel sayılı taşınmazın 2.326 m2 kısmının müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu taşınmazın öncesinde tapulu bir taşınmaz olduğunu, müvekkilinin taşınmazı 1985 yılında satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığını ve tapuya satış vaadi şerhi konulduğunu, davacının dayandığı satış senedinde taşınmaza ait bilgilerin yer almadığını, davacının iyi niyetli olmadığını, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak temliken tescil talep edilemeyeceğini, davacının zilyetlik iddiasının doğru olmadığını, kiracı şirketin yapının büyük kısmını kendisinin inşa ettiğini beyan ettiğini, kiracı ile müvekkilinin 15.08.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı vekilinin istinaf talebi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazı edindiği tarihte taşınmazın mülkiyetinin ihtilaflı olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu ve malik sıfatıyla hareket ettiğini, Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde düzenlenen temliken tescil koşullarının oluştuğunu, 27.09.2018 tarihli dilekçesiyle yapının yıkılması halinde meydana gelecek fahiş zararın ve bina bedelinin davalıdan tazminini talep ettiklerini, ancak bu taleplerinin değerlendirilmediğini beyan ederek temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacı vekilinin 27.09.2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesiyle tazminat talebinde bulunduğunun anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 15.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    ...



    Hemen Ara