Esas No: 2021/8692
Karar No: 2022/1114
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8692 Esas 2022/1114 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8692 E. , 2022/1114 K.Özet:
Davacılar, murisleri adına tescil edilmesi gereken bir taşınmazın davalı tarafından hukuka aykırı olarak tescil edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuşlardır. Davalı ise taşınmazın mirasçıları adına tescilinin yapılabilmesi için mirasçıların gerekli şartlar dahilinde başvuruda bulunması gerektiğini, yapılan tebligatlara rağmen mirasçıların yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkeme, davacıların tüm taksitleri ödediklerini ve taşınmazın miris ... adına tahsis edildiğini belirterek davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay, tapu tahsis belgesinin yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesi olduğunu ve muris adına tescil için geçerli bir tapu tahsis belgesinin olması gerektiğini belirterek kararı bozmuştur. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 6188 sayılı Bina Yapımını Teşvik ve İzinsiz Yapılan Binalar Hakkında Kanun'un 25. maddesi.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 18.09.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve tashih isteminin reddine dair ek kararın müdahiller vekili tarafından temyizi istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı ... vekili; davacının babası ...'in ... Mesken ve Gecekondu İşleri Müdürlüğüne yaptığı 23.08.1968 tarihli 3784 sayılı başvurusuna verilen cevapta ... Numarada yer alan taşınmazın arazisi ile birlikte muris adına tescili için davalı taraf ile sözleşme yapıldığının belirtildiğini, murisin 1970 yılında vefat etmesi üzerine davalı tarafa tüm taksitlerin ödendiğini, tescil için yaptıkları başvurunun hukuka aykırı olarak reddedildiğini, diğer mirasçılara da davanın ihbarının gerektiğini belirterek; muris ... adına tescil edilmesi gereken ... 39 Numarada yer alan taşınmazın davacı ile birlikte diğer mirasçılar adına payları oranında tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davalı idarenin kayıtlarında davacı murisine taşınmazın tahsis edildiğine dair herhangi bir bilgi ve işleme rastlanmadığını, davacı tarafından ödendiği belirtilen taksitlerin ecrimisil ve bina maliyetine binaen alındığını, dava konusu taşınmazın ... mirasçıları adına tescilinin yapılabilmesi için mirasçıların kendilerinden istenen bilgi ve belgeler ile idareye başvurması gerekirken yapılan tüm tebligatlara rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; "dava konusu yerin murise tahsis edilen yer olduğu, Belediye tarafından Tapu Müdürlüğüne yazılan yazı ile dava konusu yerin ... varisleri adına tescil işleminin yapılmasının istendiği, murisin 775 sayılı Yasanın 25. maddesi şartlarına haiz olduğu, mirasçıların bir araya gelerek gerekli işlemleri tamamlayamamaları nedeniyle tapuda adlarına tescil işleminin gerçekleşmediğini, mirasçıların satış bedeli olan 4.347,27TL'nin tamamını ödedikleri gerekçesiyle davanın kabulüne; ...,... parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına miras hisseleri oranında tesciline" karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir.
Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için öncelikle talepte bulunan lehine ve ilgili kamu kurum ve kuruluşunu bağlayıcı hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması gerekir.
Somut olaya gelince; 6188 sayılı Bina Yapımını Teşvik ve İzinsiz Yapılan Binalar Hakkında Kanun hükümlerine istinaden 27.06.1967 tarihli 233 sayılı Belediye Meclis Kararında, 200 ada 55 parselde belediyece ucuz halk tipi ev inşasına başlanıldığı, bunlardan bir kısımının natamam vaziyette iken, evleri istimlak edilen vatandaşlar tarafından barınmak maksadı ile kullanıldığı, çekilecek kurada taliplilerin, tevzi edilecek ev adedinden fazla olması halinde, bu evlerde oturanların kurayı kazanamama ihtimaline karşın mağdur edilmemeleri için halen bu evleri işgal edenlere, kendisinin veya eşinin başka bir ikametgahı bulunmaması şartıyla tercih hakkı tanınmak suretiyle, belli olacak maliyet bedelleri karşılığı satışının uygun görüldüğü, belediye tarafından yapımına başlanılan dava konusu evin tamamlanmasına ilişkin muris ...'in eşi tarafından talepte bulunulması üzerine Mesken ve Gecekondu İşleri Müdürlüğü vekili tarafından 19.04.1968 tarihinde Belediye Şube Müdürlüğü'ne hitaben yazılan yazıda, evin belediye meclisinin kararı üzerine ...'e satışının tekerrür etmiş olduğu, yeniden tamir ve ıslahında sakınca olmadığı belirtilmiştir. Yine Belediye Şube Müdürü yardımcısının Mesken ve Gecekondu İşleri Müdürlüğü'ne hitaben yazdığı 26.04.1968 tarihli yazıda, dava konusu evlerin inşaasına belediye tarafından başlandığı ancak temel halindeyken inşaası bırakılan evin muris ...'e satıldığı, ...'in talebinin tamirat değil inşaatın tamamlanması istemine ilişkin olduğu belirtilmiştir.
Eyüp Tapu Sicil Muhafızlığına belediye reis muavini tarafından yazılan yazıda; dava konusu 454 ada 126 parselin muris ...'in varisleri adına tescili için gerekli işlemlerin yapılması talep edilmiştir.
Davacıların murisi ...'in İstanbul Belediye Başkanlığı Mesken ve Gecekondu İşleri Müdürlüğü'ne yaptığı başvuruya 23.08.1968 tarihli 3784 numaralı Belediye Muavini imzalı belge ile cevap verilmiş; yazı cevabında belediye meclis kararı ve Ucuz Evler Yönetmeliği esasları dahilinde ...,... Mahallesinde belediyece ...'e satışı kararlaştırılan taşınmazın beş senelik ecrimisil bedeli üzerinden bir miktar peşinatın ödendiği, geriye kalan borcun taksitler halinde üç ayda bir ödenmesi, ödenmediği takdirde ...'e verilecek ipotekli tapu senedine göre belediye alacağı hakkında kanuni işlemlerin yapılacağı belirtilmiştir.
Her ne kadar; yukarıda belirtilen belediyeye ait yazışmalarda belediye tarafından inşasına başlanılan ancak temel halindeyken yapımı murise bırakılan ve muris tarafından tamamlanan evin murise satışına karar verildiği belirtilmiş ise de; tüm bunlar belediyenin iç yazışmalarında ifade edilmekte olup dosya kapsamında dava konusu yerin davacı murisine satıldığını gösterir satış belgesine veya tahsis edildiğini gösterir tapu tahsis belgesine rastlanmamıştır.
Hal böyle olunca; davacıların tapu iptal ve tescil talebinin reddi gerekirken Belediyenin Tapu Sicil Muhafızlığına dava konusu evin bulunduğu 454 ada 126 parselin tescili istemli yazdığı yazının varlığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; hükme esas 07.02.2012 havale tarihli raporda, dava konusu evin ... ada 126 parsel sayılı taşınmaz üzerinde olduğu belirtilmesine rağmen mahkemece gerekçesi belirtilmeksizin aynı yer 494 ada 126 parsel sayılı taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.