Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7235 Esas 2022/1129 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7235
Karar No: 2022/1129
Karar Tarihi: 16.02.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7235 Esas 2022/1129 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalılar aleyhine açılmış tapu iptali ve tescil davasında mahkeme, taşınmazın satışıyla ilgili harici sözleşmenin geçerli olmadığına karar verdi. Bunun üzerine, tarafların verdikleri bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekli olduğu belirtildi. Davacının talebi gerekçe gösterilerek, taşınmazın rayiç değeri olan 20.000 TL'ye karşılık 10.000 TL'ye hükmedildi. Ancak tazminat miktarının uyarlama teorisine göre belirlenmesi gerektiği vurgulandı. Hüküm sonucu itibariyle doğru görülen kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 706, Türk Borçlar Kanunu'nun 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri hakkında bilgi verildi.
7. Hukuk Dairesi         2021/7235 E.  ,  2022/1129 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    ...

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.10.2003 tarihinde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, bu talep kabul edilmediği takdirde alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, alacak talebinin kısmen kabul-kısmen reddi ile, taleple bağlı kalınarak harici satışa konu taşınmaz bölümü için 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte miras hisseleri oranında davalılardan tahsiline, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhtesat bedeline ilişkin talebinin reddine dair verilen 17.09.2013 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    KARAR


    Dava, harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde bedel istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; müvekkilinin harici sözleşme ile davalıların murisinin paydaşı olduğu dava konusu 143 parselin beş yüz metrekaresini satın aldığını, bedelin peşin ödendiğini, yerin teslim edildiğini, taşınmazın teslim tarihinden bu yana müvekkili tarafından kullanıldığını, tapuda devir işlemi yapılması talep edilmesine rağmen karşılıklı güven çerçevesinde taşınmazın tapu kaydının alınmadığını, davalıların murisinin vefat ettiğini ileri sürerek; dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına kayıt ve tesciline, bu mümkün olmadığı taktirde taşınmaz ve taşınmaz üzerinde mevcut yapının toplam rayiç değeri olan 20.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davacının tapu iptali ve tescil isteminin yerinde olmadığı, taşınmazın satış tarihi itibariyle ödenmiş olan bedelinin dava tarihi itibariyle ulaştığı değerin 147.573,68 TL olduğu, satış değerinin dönemin rayicine göre pek fahiş olduğu, dava tarihi itibariyle davacının maliki olduğunu iddia ettiği 500 metrekarelik alan karşılığının 20.000,00 TL olduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapının kaçak ve ruhsatsız inşa edilmesi sebebiyle davacının bina bedeli talebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle, satışa konu hissenin bilirkişi raporu ile tespit edilen 20.000,00 TL'sinin taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL'sinin davalılardan miras hisseleri oranında tahsiline, taşınmaz üzerindeki yapının kaçak olması sebebi ile muhtesat bedeline ilişkin talebin ve tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
    Hükmü; davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 706, Türk Borçlar Kanununun 237, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli değildir ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre, tapulu taşınmazın harici satışının hüküm ifade etmemesi durumunda, taraflar verdiklerini geri alabilirler. O halde, harici satış sözleşmesindeki satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta, taraflar arası düzenlenmiş bulunan sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle hükme esas alınacak tazminat miktarı uyarlama teorisine göre belirlenen 147.573,68 TL olup mahkemece taşınmazın rayiç değeri olan 20.000 TL esas alınmış ve davacı tarafın talebi gerekçe gösterilerek 10.000 TL bedele hükmedilmiş ise de, mahkemece esas alınacak miktar uyarlama teorisine göre belirlenen rakam olmalıdır, ancak davacının ıslah talebi olmaması nedeniyle taleple bağlı kalınarak 10.000 TL’ye hükmedilmesi sonuç itibarıyla doğru olduğundan mahkemece kurulan "hüküm" sonucu itibariyle doğru görüldüğünden bozulmasına ve yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün gerekçesinin DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2022 gününde oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara