Esas No: 2021/2318
Karar No: 2022/1115
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2318 Esas 2022/1115 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/2318 E. , 2022/1115 K.Özet:
Mahkemenin verdiği karar, bir ortaklık giderilmesi davasıyla ilgili olarak davalı Rıza Korkmaz tarafından temyiz edildi. Kararda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 19 Ocak 2011'de yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildiği ve gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsendiği belirtiliyor. Kanunun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılamaz. İlk tebligat, muhatabın bilinen veya gösterilen en son adresine normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memuru araştırmalar yaparak tebligatın muhataba ulaşması gerekir. Muhatabın adresi belirlenemezse, tebliğ evrakı geri gönderilir. Ancak bu aşamadan sonra, tebliğ evrakı mavi zarfla muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine gönderilir. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır: Kanunun 10/2, 20, 21/2 ve Tebligat Yönetmeliğinin 16/2, 29.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... vd.
Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı Rıza Korkmaz tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
a) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
b)Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
1-Davalı ...'ın dava dilekçesinde belirtilen ...,... /Tekirdağ adresine çıkarılan tensip zaptı tebliğinin yengesi imzasına tebliğ edildiği, gerekçeli karar tebligatının da aynı adrese çıkarıldığı ancak muhatap ölü olduğundan tebligat yapılamadan iade döndüğü, bu defa mernis adresine Tebligat Kanununun 21/2. madddesi uyarınca tebliğ yapıldığı ancak nüfus kayıt sisteminde yapılan kontrolde davalının ölü olmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca sağ olan davalı adına "... " adresine çıkarılan ve ölü olduğundan bahisle iade edilen gerekçeli karar tebligatı usulsüz olup gerekçeli karar tebligatının davalının bilinen en son adresine usulüne uygun olarak çıkarılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip tebligatın bu adrese yapılması gerekmektedir.
2-Davalılar ... ve ... adlarına çıkarılan gerekçeli karar tebligatlarının iade dönmesi üzerine adı geçen şahıslara gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edildiğine dair tebligat parçasına dosyada rastlanmamıştır.
Hal böyle olunca 7201 sayılı Tebligat Kanununun ilgili hükümleri uyarınca adı geçen davalılara gerekçeli kararın usulüne uygun tebliği ile temyiz süresi beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 16.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.