Esas No: 2012/4031
Karar No: 2013/3452
Karar Tarihi: 29.05.2013
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/4031 Esas 2013/3452 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava 818 Sayılı Borçlar Yasası"nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr giderimi istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın reddine, 13.999,61 TL asıl alacak miktarı üzerinden %40 5.599,80 TL icra inkâr gideriminin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemece, davaya konu edilen kalorifer kazanı alımı ve montajı ile ilgili olarak taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişki ve sözleşme bulunmadığı, sözü edilen akdî ilişkinin kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olarak yapılması nedeniyle davalı yararına icra inkâr giderimi tayinine karar verilmiştir. Oysa dosya üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda davalı kooperatifin yasal defterinin 33. sahifesinde 01.05.2010 tarihli 130 yevmiye nolu maddesinde 9568 nolu Himak başlığıyla 13.999,61 TL tutarında bir borç kaydının bulunduğu, buradaki fatura bilgilerinin davacı ... fatura başlığında Himak Katı Yakıtlı Kalorifer Kazanları İmalâtı ... yazılı olduğu tespiti yapılmıştır. Bu durumda yanlar arasında kalorifer kazanı alımı ve montajı ile ilgili akdî ilişkinin kurulduğu davalı kooperatifin kendi defter kayıtlarıyla doğrulanmaktadır. Mahkemece anılan bu somut veriler dikkate alınmaksızın davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
O halde yapılması gereken iş, yerinde tatbiki keşif yapılarak, gerekli uygulama konunun uzmanı teknik bilirkişi vasıtasıyla sağlanmalı, yapılan işin bedeli 818 Sayılı Borçlar Yasası"nın 366. maddesi uyarınca işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenmeli, elde edilecek sonuç dairesinde karar vermekten ibaret olmalıdır.
Diğer yandan kabule göre de; İcra İflas Yasası"nın 67/II. maddesi uyarınca itirazın iptâline ilişkin davanın reddine karar verilmesi halinde davalı yararına icra inkâr giderimine hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız ve kötü niyetli olarak yapılması gerekir. Somut olayda yanlar arasında akdî ilişkinin kurulduğu kuşkusuzdur. Dava konusu itibariyle yargılamayı gerektirir özellik taşımaktadır, likit değildir. Davacı icra takibinde haklıdır ve kötü niyeti bulunmamaktadır. Davalı yararına icra inkâr giderimi tayini için gerekli yasal koşullar oluşmamıştır. Davalının icra inkâr giderimi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması bozma nedeni sayılmıştır.
Açıklanan olgular gözden uzak tutularak yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 29.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.