15. Hukuk Dairesi 2012/5845 E. , 2013/3348 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalılar vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, itirazın iptâli, icra takibinin devamı, icra inkâr tazminatının tahsili istemleriyle açılmış, mahkemece davanın reddine, davacı şirketin %40 tazminat ödemesine karar verilmiş, karar davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan 01.03.2008 tarihli sözleşme davacı şirket ile davalı ... arasında imzalanmıştır. Sözleşmenin konusu ... ilçesindeki 298 adet konut, ticaret merkezi, cami ve ada içi panel altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatına ilişkindir. Bu işin asıl yüklenicisinin... olduğu, davanın diğer taraflarının taşeron ve alt taşeron olduğu anlaşılmaktadır. Davacı şirket ile davalı ... arasındaki sözleşme 14.04.2009 tarihli fesih ve ibraname başlıklı sözleşme ile feshedilmiştir. Davacı alt taşeron şirket fesih ve ibraname sözleşmenin dayanağı olan aynı tarihli protokol başlıklı belgede yazılı olan 4 adet her birisi 65.000,00 TL"lik çeklerin kendilerine verilmediğini, teslim edilmediğini ve çeklerin toplam bedeli olan 260,000,00 TL"nin ödenmediğini belirterek, ... 30. İcra Müdürlüğü"nün 2009/13600 sayılı takip dosyası ile icra takibini başlatmış, davalı şirketler vekilinin itirazları sonucu icra takibinin durması nedeniyle de bu dava açılmıştır. Davalı şirketler vekili davacı taşeron şirkete yaptığı iş bedelinin tamamının ödendiğini, herhangi bir alacağının kalmadığını, ibraname düzenlendiğini, ancak 14.04.2009 tarihli protokol başlıklı belgenin kendilerine tehdit ve baskılar sonucu imzalatıldığını, borçlarının kalmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece taraf defterlerinde 14.04.2009 tarihli protokolde yazılı olan çeklerin kayıtlı olmaması, defterlerde görülen ödemelerin yapılan işi karşılamış olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı şirket ile davalı ... arasında sözleşmenin fesihle sonuçlandığı uyuşmazlık konusu değildir. Davalı şirketler vekili de 14.04.2009 tarihli fesih ve ibraname başlıklı sözleşmeye dayanmakta ve davacı şirkete herhangi bir borçlarının kalmadığını savunmaktadır. Aynı tarihli 14.04.2009 tarihli protokol başlıklı çeklerin yazılı olduğu belgenin davalı şirket temsilcilerine tehdit ve baskılar sonucu imzalatıldığını savunmaktadır. Mahkemece getirtilip incelenen ceza dosyalarının içerikleri dikkate alındığında, müessir fiil ve hakarete ilişkin olduğu anlaşılmıştır. 14.04.2009 tarihli protokolün tehdit ve baskı ile imzalatıldığına ilişkin Cumhuriyet Savcılığı"na yapılmış herhangi bir başvuru olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafından dava reddedilirken de böyle bir gerekçeye dayanılmamıştır. Davalı şirketler vekili tarafından kabul edilen ve savunmaya dayanak yapılan 14.04.2009 tarihli fesih ve ihtarname başlıklı sözleşmenin 9. maddesinde 1. maddede belirtilen ibralaşmanın 14.04.2009 tarihinde taraflarca imzalanan protokol hükümleri doğrultusunda yapıldığı belirtilmiştir. Bu durumda taraflar fesih ve ibraname sözleşmesinde aynı tarihte yapılan protokol başlıklı belgenin varlığını kabul etmektedirler. Protokol başlıklı belgede yazılı olan her birisi 65.000,00 TL değerindeki 4 adet çekin davacı şirkete verildiği savunulmadığı gibi, bu çeklerin toplam bedeli olan 260.000,00 TL"nin ödendiği konusunda da dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır.
Bu durumda icra takibine dayanak yapılan 260.000,00 TL taraflar arasındaki fesih ve ibra sözleşmesine göre davalı şirketlerin borcu olarak durmaktadır. Mahkemece bu durum dikkate alınmadan taraflar arasında imzalanmış olan 14.04.2009 tarihli fesih ve ibraname sözleşmesi ile aynı tarihli protokol dikkate alınmadan, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Taraflar arasındaki 14.04.2009 tarihli protokolün 2. maddesinde 260.000,00 TL iş bedeli ödemesinin Vergi Dairesi"nce incelemenin sonuçlandırılması neticesinde davacı şirkete yapılacağı kararlaştırıldığına göre, bu incelemenin sonuçlanıp sonuçlanmadığının da araştırılması gerekir.
İİK"nın 67/II. maddesi uyarınca davanın reddi halinde davacının tazminatla sorumlu tutulabilmesi için icra takibinde haksız olduğu gibi, icra takibini kötüniyetle yapmış olması gerekir. Dosyada davacı şirket tarafından icra takibinin kötüniyetle yapıldığı konusunda herhangi bir delil bulunmadığı halde, davacı şirketin %40 tazminatla sorumlu tutulması da kabule göre bozma nedenidir.
Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı alt taşeron şirket yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davacı şirket yararına duruşma vekâlet ücreti verilmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 23.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.