Esas No: 2021/8521
Karar No: 2022/1280
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8521 Esas 2022/1280 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8521 E. , 2022/1280 K.Özet:
Davacı, bir taşınmazın elatmanının önlenmesi, yıkım, ve ecrimisil talebinde bulundu. Davalı ise, taşınmazı yıllardır kullanmakta olduğunu, muhdesatların kendisi tarafından yapıldığını, Hazine'nin de rızasının bulunduğunu ve ecrimisil ödediğini ileri sürerek, bedeli karşılığı intifa hakkı tesis edilmesini ya da muhdesat bedelinin tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Mahkeme, tapu kaydına üstünlük tanınmak suretiyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verdi. Ancak, 1. Hukuk Dairesince yapılan incelemede, dava konusu binanın uygunluk durumu ortaya konulmadan karar verilemeyeceği sonucuna ulaşıldı. Bu nedenle, dava yeniden incelenmek üzere bozuldu. Hüküm, HUMK'un 428. maddesi uyarınca bozuldu. Taraflara, HUMK'un 440/I maddesine göre karar düzeltme isteği hakkı verildi. Kanun maddeleri ise, 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi ve HUMK’un 428. maddesi olarak belirtildi.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
Davacı tarafından, davalı aleyhine 22.01.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım talebi üzerine Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 14.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı-birleştirilen davada davalı vekili ve davalı-birleştirilen davada davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin 03.03.2008 tarihinde ihale yoluyla Hazineden satın aldığı 514 parsel sayılı taşınmaza, davalının bina yapmak suretiyle işgal ettiğini belirterek; elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil talep etmiştir.
Davalı- birleştirilen davada davacı vekili cevap dilekçesi sunmamış, yargılamadaki beyanında davanın reddini savunmuş, birleştirilen davasında ise; 514 parsel sayılı taşınmazı yıllar önce kullanmaya başladığını, muhdesatların kendisi tarafından yapıldığını, Hazinenin de rızasının bulunduğunu ve ecrimisil ödediğini ileri sürerek, bedeli karşılığı intifa hakkı tesis edilmesini ya da muhdesat bedelinin tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, tapu kaydına üstünlük tanınmak suretiyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen karar, davalı- birleştirilen davada davacı vekilince temyiz edilmiştir. Hüküm, 1. Hukuk Dairesinin 14.01.2015 tarihli 2014/21836 Esas ve 2015/291 Karar sayılı ilamıyla; mahkemece yeniden keşif yapılarak, davalının murisi tarafından açılan ve lehine tescil kararı verilen Gerede Asliye Hukuk Mahkemesinin 1954/505 Esas, 1955/400 Karar sayılı ilam ve krokisinin yerinde uygulanması, çekişmeli taşınmazın tescil krokisi kapsamında kalıp kalmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece, tescil ilamındaki yer ile dava konusu taşınmaz aynı olduğundan, asıl davanın reddine, birleştirilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, davacı vekili ve davalı- birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil; birleştirilen dava ise intifa hakkı tesis edilmesi ya da muhdesat bedelinin tespiti ve tazmini isteklerine ilişkindir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmaz, kadastro harici hali arazi olarak devletin hüküm ve tasarrufu altında iken, 07.12.2006 tarihinde ihdasen Hazine adına tescil edilmiş, davacının başvurusu üzerine Hazine tarafından ihale ile satılarak, 03.03.2008 tarihinde davacı adına tescil edilmiştir.
Bozma ilamına konu edilen Gerede Asliye Hukuk Mahkemesinin 1954/505 Esas, 1955/400 Karar sayılı 13.7.1955 tarihli kararı ile davalının murisi ... tarafından, Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine açılan tescil istekli davanın kabulüne karar verildiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda tescil hükmü verilen yerin dava konusu 514 parsel sayılı taşınmaz olduğu, ancak söz konusu kararın henüz kesinleşmediği ve infaz edilmediği anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin davalı tarafından yapıldığı ve kullanıldığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Dosya içerisinde bulunan geçerli tapu kaydına göre, dava konusu 514 parsel sayılı taşınmazın maliki davacı olduğundan elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Davalı, Gerede Asliye Hukuk Mahkemesinin 1954/505 Esas, 1955/400 Karar sayılı ilamı nedeniyle dava konusu binayı inşa ettirdiğinden iyiniyetli olup, davacının kal talebi yönünden karar verilebilmesi için bina değerinin öncelikle depo ettirilmesi için davacıya usulüne uygun ihtaratlı süre verilip, oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı ise, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, davalı iyiniyetli olduğundan, ecrimisil talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Birleştirilen dava yönünden yapılan incelemede, davalı- birleştirilen davada davacı, dava konusu taşınmaz üzerine yaptığı bina hakkında intifa hakkı tesisi, olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep etmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında talebinin değerlendirilmesi gerekirken, asıl dava reddedildiğinden birleştirilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi de doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre, vekalet ücretine ilişkin sair temyiz itirazları incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı- birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.