Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6822 Esas 2022/1281 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6822
Karar No: 2022/1281
Karar Tarihi: 22.02.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6822 Esas 2022/1281 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, satın aldığı taşınmazda davalının izinsiz olarak 4 katlı bir bina inşa ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesini, bina yıkımını ve ecrimisil talep etmiştir. Mahkeme, elatmanın önlenmesi talebini kabul ederken, yıkım talebini reddetmiş ve ecrimisil konusunda karar vermemiştir. Yargıtay, yıkım talebinin kabul edilmesi gerektiğine hükmetmiş fakat binanın sadece dava konusu parselden olan kısmının depo bedeli üzerinden yıkılması gerektiğini belirtmiştir. Harçlar Kanunu uyarınca davanın değeri elatılan yerin, yıkım bedeli ve ecrimisil bedelinin toplamından ibaret olduğuna dikkat çekilmiş fakat eksik harç nedeniyle hükümde yanılgıya düşüldüğüne karar verilmiştir. Sonuç olarak, kararın usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına hükmedilmiştir. 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 ve 440/I maddeleri de kararda açıklanmıştır.
7. Hukuk Dairesi         2021/6822 E.  ,  2022/1281 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    ...

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22/08/2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/06/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin 13.03.2012 tarihinde satın aldığı taşınmaza, davalının hiçbir hakka dayanmadan üzerine 4 katlı bina inşa ettiğini belirterek, elatmanın önlenmesini, binanın yıkılmasını ve ecrimisil talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, taşınmaz üzerindeki binanın 1979 yılında belediyeye başvurarak yer gösterilmesi suretiyle inşa edildiğini, ruhsat ve izinlerin alındığını, davalının iyiniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamında, sair temyiz itirazları reddedilmiş, mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak elatmanın önlenmesi talebinin kabul edilmesi gerektiği, belediye tarafından gösterilen yere bina inşa ettiğinden davalının iyiniyetli olarak kabul edildiği, yıkımı istenen binanın bedeli depo ettirilmesinden sonra davacının yıkım talebinin kabul edilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuş, davacı ve davalı vekilinin karar düzeltme talepleri reddedilmiştir. Bozmaya uyan mahkemece, elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, kal talebinin reddine karar verilmiş, ecrimisil yönünden ise karar bozma dışında tutulduğundan ayrıca hüküm kurulmamıştır. Hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil talebine ilişkindir.
    1- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Somut olayda, bozmaya uyulan Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin ilamında yıkımı istenen bina bedelinin depo ettirilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, bilirkişi raporunda yıkımı istenen binanın bir kısmının yolda kalmış olduğunun belirtilmesi karşısında, mahkemece binanın dava konusu 3333 parsele isabet eden kısmının dava tarihindeki değeri üzerinden depo kararı verilmesi gerekirken, binanın tamamının keşif tarihindeki değeri üzerinden depo kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
    2- Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    Somut olayda dava, 50.000,00 TL üzerinden açılmış, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım talep edilmiştir. İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, 6100 sayılı HMK’nin 120 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca, dava değeri elatılan yerin değeri, yıkım bedeli ile talep edilen ecrimisil bedelinin toplamından ibarettir.
    Öte yandan, Harçlar Kanunu, harç alınması veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini ve harcı yatırılmaması halinde de ne yapılacağı 30. ve 32. maddelerinde hükme bağlamıştır.
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle, harç ikmali yaptırılması, bu koşul yerine getirildiği takdirde davaya devam edilerek işin esasına girilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik harcın tamamlanmaması ve hükümde sadece yıkımı talep edilen binanın dava tarihindeki değeri üzerinden harç alınarak davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK'un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara