Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2022/6180 Esas 2022/3888 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/6180
Karar No: 2022/3888
Karar Tarihi: 26.04.2022

Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2022/6180 Esas 2022/3888 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2022/6180 E.  ,  2022/3888 K.

    "İçtihat Metni"

    Karar : Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 14.03.2022 tarih ve 2021/24941 sayılı Kararı
    Konu :Bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin bozma kararları kesin nitelikte karar sayılamayacağından; bozma kararlarına karşı CMK 308/a anlamında itiraz yoluna gidilemeyeceğine dair karara karşı yapılan itirazın değerlendirilmesi.
    İlgili evraklar incelenerek gereği düşünüldü:
    Uyuşmazlığın Konusu: İlk derece mahkemelerince verilen hükmün istinaf incelemesini yapan Bölge adliye mahkemesi ceza dairesince bozma kararları verilmesi halinde, bu karara karşı Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı CMK'nın 308/A maddesine göre itiraz hakkı var mıdır?
    Uyuşmazlığın Giderilmesi Talebine Konu Kararlar:
    1- Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 20/12/2019 tarih ve 2019/1-1 Esas ve Karar sayılı Kararı,
    2- Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 20/12/2019 tarih ve 2019/5-5 Esas ve Karar sayılı Kararı,
    3- Samsun Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 31/10/2020 tarih ve 2019/12-X Esas ve Karar sayılı Kararı,
    4- Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 25/02/2020 tarih ve 2020/72-72 Esas ve Karar sayılı Kararı,
    5- Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 25/02/2020 tarih ve 2020/90-90 Esas ve Karar sayılı Kararı,
    6- Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 06/03/2020 tarih ve 2020/104-104 Esas ve Karar sayılı Kararı,
    1)Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 20/12/2019 tarih ve 2019/1-1 Esas ve Karar sayılı Kararı;
    Çocuğun cinsel istismarı suçundan Elbistan Ağır Ceza Mahkemesinin 16/05/2019 tarih ve 2019/3-148 E.K. sayılı TCK 103/2, 35/2, 62/1, 53 maddeleri uygulanarak hükmedilen 8 yıl 10 ay 20 gün hapis cezasının sanık, sanık müdafii ve katılan vekilince istinaf edilmesi üzerine, talebi inceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi 04/11/2019 tarih ve 2019/1870-2019/1191 E.K. sayılı kararı ile sair yönlerden yerel mahkemenin mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar vermiştir.
    Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı ise 12/11/2019 tarih ve 2019/464-101 sayı ile Dairenin bozma kararı aleyhine 30 günlük süresi içerisinde CMK 308/A maddesi kapsamında itiraz olağanüstü yasayoluna müracaat etmiştir.
    Kararı veren Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi itirazı reddederek, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun takdirine sevk etmiştir.
    Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu ise 20/12/2019 tarih ve 2019/1-1 Esas ve Karar sayılı kararı ile itirazı CMK 308/A maddesi kapsamında esastan incelemiş ve "Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile KABULÜNE, Gaziantep
    Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 04/11/2019 tarih ve 2019/1870-2019/1191 E.K. Sayılı kararının sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulu bozma kararı yönünden KALDIRILMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 308/A maddesi uyarınca dosyanın gereği için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine karardan bir örneğin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermiştir.
    2)Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 20/12/2019 tarih ve 2019/5-5 Esas ve Karar sayılı Kararı;
    Fuhuş suçundan Şanlıurfa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2017 tarih ve 2017/803-531 E.K. sayılı TCK 227/2, 43, 52/2-4, 53 maddeleri uygulanarak hükmedilen ayrı ayrı ikişer kez 4 yıl 6 ay hapis ve 6.000.-TL adli para cezasına, hak yoksunluğuna dair mahkumiyet hükmünün sanıklar müdafiince istinaf edilmesi üzerine, talebi inceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi 14/11/2019 tarih ve 2018/323-2019/1248 E.K. sayılı kararı ile sair yönlerden yerel mahkemenin mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar vermiştir.
    Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı ise 28/11/2019 tarih ve 2019/496-116 sayı ile Dairenin bozma kararı aleyhine 30 günlük süresi içerisinde CMK 308/A maddesi kapsamında itiraz olağanüstü yasayoluna müracaat etmiştir.
    Kararı veren Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi itirazı reddederek, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun takdirine sevk etmiştir.
    Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu ise 20/12/2019 tarih ve 2019/5-5 Esas ve Karar sayılı kararı ile itirazı CMK 308/A maddesi kapsamında esastan incelemiş ve "Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 14/11/2019 tarih ve 2018/323-2019/1248 E.K. Sayılı Sayılı kararının KALDIRILMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 308/A maddesi uyarınca dosyanın gereği için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine karardan bir örneğin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermiştir.
    3)Samsun Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 31/01/2020 tarih ve 2019/12-X Esas ve Karar sayılı Kararı;
    Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/09/2018 tarih ve 2013/194-2018/322 E.K. sayılı mahkumiyet hükmünün istinaf edilmesi üzerine, talebi inceleyen Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi 29/11/2019 tarih ve 2019/1183-3012 E.K. sayılı kararı ile sair yönlerden yerel mahkemenin mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar vermiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı ise 06/12/2019 tarih ve 2019/730 sayı ile Dairenin bozma kararı aleyhine 30 günlük süresi içerisinde CMK 308/A maddesi kapsamında itiraz olağanüstü yasayoluna müracaat etmiştir.
    Kararı veren Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi itirazı reddederek, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun takdirine sevk etmiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu ise 31/01/2020 tarih ve 2019/12-X Esas ve Karar sayılı kararı ile itirazı CMK 308/A maddesi kapsamında esastan incelemiş ve "Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE, 5271 sayılı CMK'nın 308/A maddesi uyarınca kararın Samsun Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına bilgi için Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.
    4)Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 25/02/2020 tarih ve 2020/72-72 Esas ve Karar sayılı Kararı;
    Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan Kars 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/07/2018 tarih ve 2016/480-2018/466 E.K. sayılı mahkumiyet hükmünün katılan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, talebi inceleyen Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi 21/10/2019 tarih ve 2019/29-2171 E.K. sayılı kararı ile sair yönlerden yerel mahkemenin beraat hükmünün bozulmasına karar vermiştir.
    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı ise 25/10/2019 tarih ve 2019/195-97 sayı ile Dairenin bozma kararı aleyhine CMK 308/A maddesi kapsamında itiraz olağanüstü yasayoluna müracaat etmiştir.
    Kararı veren Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi itirazı reddederek, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun takdirine sevk etmiştir.
    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu ise 25/02/2020 tarih ve 2020/72-72 Esas ve Karar sayılı kararı ile "...uyuşmazlığı esastan çözmeyen ve CMK 223. Maddesi kapsamında hüküm sayılması mümkün olmayan bozma kararlarına karşı, CMK'nın 308/A maddesindeki olağanüstü kanun yolunun kapalı olduğu, CMK'nın 308/Amaddesindeki itiraz hakkının CMK'nın 286/2-a-b-c-d-e-f-g-h-ı maddesindeki kesin nitelikte olan ceza dairesi kararlarına karşı kullanılabileceği; ceza dairesi bozma kararının usulüne uygun olup olmadığının kurulumuzca esastan incelenmesinin mümkün olmadığına kanaat getirerek Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının vaki itirazı kurulumuzca yerinde görülmeyerek, oybirliği ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir; ... İtirazının CMK'nın 7188 sayılı Kanunun 30. Maddesi ile değişik 308/A maddesi kapsamında REDDİNE, dava dosyasının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine iadesine, Kararın bir suretinin Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğine... Kesin olmak üzere karar..." verilmiştir.
    5)Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 25/02/2020 tarih ve 2020/90-90 Esas ve Karar sayılı Kararı;
    Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan Iğdır 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/10/2018 tarih ve 2017/46-2018/587 E.K. sayılı beraat hükmünün katılanlar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, talebi inceleyen Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi 15/11/2019 tarih ve 2019/246-2503 E.K. sayılı kararı ile sair yönlerden yerel mahkemenin beraat hükmünün bozulmasına karar vermiştir.
    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı ise 11/12/2019 tarih ve 2019/278-152 sayı ile Dairenin bozma kararı aleyhine CMK 308/A maddesi kapsamında itiraz olağanüstü yasayoluna müracaat etmiştir.
    Kararı veren Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi itirazı reddederek, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun takdirine sevk etmiştir.
    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu ise 25/02/2020 tarih ve 2020/90-90 Esas ve Karar sayılı kararı ile "...uyuşmazlığı esastan çözmeyen ve CMK 223. maddesi kapsamında hüküm sayılması mümkün olmayan bozma kararlarına karşı, CMK'nın 308/A maddesindeki olağanüstü kanun yolunun kapalı olduğu, CMK'nın 308/Amaddesindeki itiraz hakkının CMK'nın 286/2-a-b-c-d-e-f-g-h-ı maddesindeki kesin nitelikte olan ceza dairesi kararlarına karşı kullanılabileceği; ceza dairesi bozma kararının usulüne uygun olup olmadığının kurulumuzca esastan incelenmesinin mümkün olmadığına kanaat getirerek Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının vaki itirazı kurulumuzca yerinde görülmeyerek, oybirliği ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir; ... İtirazının CMK'nın 7188 sayılı Kanunun 30. Maddesi ile değişik 308/A maddesi kapsamında REDDİNE, dava dosyasının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine iadesine, Kararın bir suretinin Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğine... Kesin olmak üzere karar..." verilmiştir.
    6)Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 06/03/2020 tarih ve 2020/104-104 Esas ve Karar sayılı Kararı;
    Hırsızlık, Konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar vermek suçlarından Sarıkamış Asliye Ceza Mahkemesinin 04/07/2018 tarih ve 2017/957-2018-538 E.K. sayılı beraat-düşme hükmünün o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istinaf edilmesi üzerine, talebi inceleyen Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi 23/12/2019 tarih ve 2019/830-2970 E.K. sayılı kararı ile sair yönlerden yerel mahkemenin mala zarar vermek ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulu düşme hükmünün bozulmasına karar vermiştir.
    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı ise 17/01/2020 tarih ve 2020/39-26 sayı ile Dairenin bozma kararı aleyhine CMK 308/A maddesi kapsamında itiraz olağanüstü yasayoluna müracaat etmiştir.
    Kararı veren Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi itirazı incelemiş, mala zarar vermek suçu yönünden itirazın kabulüne ve daire kararının kaldırılmasına; konut dokunulmazlığını ihlal suçu yönünden reddederek, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun takdirine sevk etmiştir.
    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu ise 06/03/2020 tarih ve 2020/104-104 Esas ve Karar sayılı kararı ile "...bozma kararlarının da CMK'nın 308/A maddesine konu olamayacağı yönündeki dairemizin kesinleşmiş düşüncesi karşısında bu yöndeki itirazın da reddine ..." vaki itirazın konut dokunulmazlığı suçuna ilişkin kısmının reddine, vaki itirazın mala zarar verme suçuna ilişkin kısmının, ceza dairesince kabul edildiği anlaşılmakla, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, dava dosyasının ceza dairesince kabul edilen kısım doğrultusunda gereğinin yapılması için Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza dairesine gönderilmesine, kararın bir suretinin Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğine, ... Kesin olmak üzere karar..." verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı mütalaasında 96 sayılı KHK m.92/2 ile değişik 5235 sayılı Kanunun m.35/1 uyarınca Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 09/11/2020 tarih ve 2020/2-2 Esas ve Karar numaralı kararına istinaden değinilen kararlar arasındaki uyuşmazlığın "Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı, Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma kararlarına CMK m.308/A düzenlemesine göre olağanüstü itiraz kanun yoluyla itiraz edebilir" şeklinde giderilmesini talep etmiştir.
    İlgili Mevzuat:
    Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında 5235 sayılı Kanun;
    Madde.35/3. Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek,
    Madde.35/4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek. (Değişik fıkra: 20/11/2017 – KHK-696/92 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/87 md.) (3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir. Başkanlar kurulu eksiksiz toplanır ve çoğunlukla karar verir.
    Ceza Muhakemesi Kanunu;
    Duruşmanın sona ermesi ve hüküm
    Madde 223 – (1) Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.
    (2) Beraat kararı;
    a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,
    b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,
    c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
    d) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
    e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması,
    Hallerinde verilir.
    (3) Sanık hakkında;
    a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,
    b) (Değişik: 25/5/2005 - 5353/30 md.) Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı
    emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
    c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
    d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi,
    Hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.
    (4) İşlenen fiilin suç olma özelliğini devam ettirmesine rağmen;
    a) Etkin pişmanlık,
    b) Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı,
    c) Karşılıklı hakaret,
    d) İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı,
    Dolayısıyla, faile ceza verilmemesi hallerinde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.
    (5) Yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilir.
    (6) Yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, belli bir cezaya mahkûmiyet yerine veya mahkûmiyetin yanı sıra güvenlik tedbirine hükmolunur.
    (7) Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.
    (8) Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.
    (9) Derhâl beraat kararı verilebilecek hâllerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez.
    (10) Adlî yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır
    Direnme yasağı:
    Madde 284 – (1) Bölge adliye mahkemesi karar ve hükümlerine karşı direnilemez; bunlara karşı herhangi bir kanun yoluna gidilemez.
    (2) İtiraz ve temyize ilişkin hükümler saklıdır.
    Temyiz:
    Madde 286 – (1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir.
    (2) Ancak;
    a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
    b) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
    c) (Ek: 20/7/2017-7035/20 md.) Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
    d) (Anayasa Mahkemesinin 27/12/2018 tarihli ve E.:2018/71 K.:2018/118 sayılı Kararı ile
    İptal; Yeniden Düzenleme:20/2/2019-7165/7 md.) İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
    e) Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
    f) (Değişik: 18/6/2014-6545/78 md.) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
    g) On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak (…)(2) istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
    h) (Değişik: 18/6/2014-6545/78 md.) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
    ı) Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları,
    Temyiz edilemez.
    (3) (Ek:17/10/2019-7188/29 md.) İkinci fıkrada belirtilen temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile aşağıda sayılan suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilir:
    a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
    1. Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra),
    2. Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213),
    3. Suç işlemeye tahrik (madde 214),
    4. Suçu ve suçluyu övme (madde 215),
    5. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),
    6. Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217),
    7. Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299),
    8. Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300),
    9. Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301),
    10. Silâhlı örgüt (madde 314),
    11. Halkı askerlikten soğutma (madde 318),
    suçları.
    b) Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar.
    c) Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesi ve 32 nci maddesinde yer alan suçlar.
    Hukuka kesin aykırılık hâlleri
    Madde 289 – (1) Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır:
    a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
    b) Hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükme katılması.
    c) Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hâkimin hükme katılması.
    d) Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi.
    e) Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması.
    f) Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi.
    g) Hükmün 230 uncu madde gereğince gerekçeyi içermemesi.
    h) Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması.
    i) Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması.
    Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek hâller, hukuka aykırılığın düzeltilmesi
    Madde 303 – (1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:
    a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse.
    b) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddiasına uygun olarak sanığa kanunda yazılı cezanın en alt derecesini uygulamayı uygun görürse.
    c) Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru gösterilmiş olduğu hâlde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmış ise.
    d) Hükümden sonra yürürlüğe giren kanun, suçun cezasını azaltmış ve mahkemece sanığa verilecek cezanın belirlenmesinde artırma sebebi kabul edilmemiş veya yeni bir kanun ile fiil suç olmaktan çıkarılmış ise birinci hâlde daha az bir cezanın hükmolunması ve ikinci hâlde hiç ceza hükmolunmaması gerekirse.
    e) Sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmış ise.
    f) Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının belirlenmesinde maddî hata yapılmış ise.
    g) Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesindeki sıralamanın gözetilmemesi yüzünden eksik veya fazla ceza verilmiş ise.
    h) Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanununa göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa.
    Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığının itiraz yetkisi
    Madde 308/A- (Ek: 20/7/2017-7035/23 md.)
    (1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, re’sen veya istem üzerine, kararın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde kararı veren daireye itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz. (Değişik cümleler:17/10/2019-7188/30 md.) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı itirazı incelemek üzere ceza daireleri başkanlar kuruluna gönderir. Kurula gönderilen itiraz hakkında, kararına itiraz edilen dairenin başkanı veya görevlendireceği üye tarafından kurula sunulmak üzere bir rapor hazırlanır. (Ek cümleler:17/10/2019-7188/30 md.) Kurulun itirazın kabulüne ilişkin kararları, gereği için dairesine gönderilir. Kurulun verdiği kararlar kesindir. Dörtten fazla ceza dairesi olan bölge adliye mahkemelerinde Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından daire başkanları arasından belirlenen ve dört üyeden oluşan başkanlar kurulu bu incelemeyi yapar. Başkanlar kurulunun bu maddeye ilişkin çalışma usul ve esasları, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir.
    Şeklinde düzenlemeler mevcuttur.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının gerekçesinde:
    Kanun yolları, mahkeme kararlarının denetlenerek yargılama hatalarının giderilmesini sağlaması açısından hukuk devletinin vazgeçilmezi olduğunu, Kanun yolları hukuki güvenlik, içtihat birliği, hukukun yeknesak uygulanmasının sağlanması, yargılama kalitesinin arttırılması ve somut olay adaletinin gerçekleştirilmesi gibi pek çok amaca hizmet ettiğini, Uyuşmazlıkların bir noktada sonlandırılması ve kararın kesinleşmesi gerektiğini, Hükmün kesinleşmesinden sonra uyuşmazlık gelecek için kalıcı olarak çözümlendiğini, çok istisnai olarak bazı ağır yargılama hatalarının varlığı halinde olağanüstü kanun yoluna başvurularak hatalı kararın kesinleşmesinden
    sonra da kaldırılması sağlanabildiğini, bu nedenle kesin nitelikteki kararlara karşı olağanüstü kanun yolu öngörüldüğünü, olağan kanun yolunun konusu henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları iken, olağanüstü kanun yolunun konusunu kesinleşmiş mahkeme kararları oluşturduğunu, Türk Hukukunda, bölge adliye mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinde göreve başlamasıyla istinaf ve temyiz olağan kanun yolu olarak karşımıza çıktığını, bir karara karşı kanun yoluna başvurulup başvurulamayacağını kanunun belirlediğini, CMK m.286/1 fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemelerinin bozma kararları temyiz edilemediğini, dolayısıyla olağan kanun yoluna tabi olmadığını, CMK m.286/2 fıkrası uyarınca da bölge adliye mahkemelerinin sayılan kararları da temyiz edilemez, dolayısıyla olağan kanun yoluna tabi olmadığını, olağan kanun yolunun kapalı olduğu hallerde kanun koyucu yukarıda açıklanan nedenlerle sıkı şartlara bağlı olarak olağanüstü kanun yolunu düzenlediğini, olağanüstü kanun yollarının; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yetkisi, Kanun yararına bozma ve Yargılamanın yenilenmesi olarak sayıldığını, Görüldüğü gibi mahkemesine müracaat şeklinde tezahür eden yargılamanın yenilenmesi (o da mahkemenin incelemesi sonucu kabulüne bağlıdır) dışında taraflara olağanüstü kanun yoluna müracaat hakkı tanınmadığını, bu yetkinin Yargıtay'da Cumhuriyet Başsavcısına, bölge adliye mahkemelerinde Cumhuriyet Başsavcılığına, Kanun Yararına Bozmada Adalet Bakanına tanınması istisnai kullanılabilirlik niteliğini açıkça gösterdiğini, bu yetki bölge adliye mahkemelerinde CMK m.308/A uyarınca "...kesin nitelikteki kararlarına karşı..." öngörüldüğünü, bölge adliye mahkemelerinin onama kararlarının kesin, bozma kararlarının ise kesin olmadığını söyleyebilmek mümkün olmadığını, zira CMK m.284/1 uyarınca "bölge adliye mahkemesi karar ve hükümlerine karşı direnilemez; bunlara karşı herhangi bir kanun yoluna gidilemez" düzenlemesi mevcut, onama kararları gibi bozma kararlarının da kesin olduğunu, bir başka anlatımla onama kararları aleyhine CMK m.308/A itirazı yapılabiliyorsa bozma kararlarına karşı da yapılabileceğini, kesinlik kavramını bölge adliye mahkemeleri ceza daireleri kararları yönünden temyiz edilemezlik şeklinde anladığımızda CMK 286/2 maddesinde yer aldığı gibi CMK 286/1 maddesinde de temyiz edilemezlik ibaresi yer aldığını, CMK m.286/1’de “bozma kararları temyiz edilemez” denilmekte, CMK m.286/2’de de “sayılan nitelikteki kararlar temyiz edilemez” denildiğini,
    Yargıtay Ceza Dairelerinin "bozma" kararlarına karşı da CMK m.308 kapsamında itiraz edilebilip edilemeyeceği geçmişte tartışmaya konu edildiğini, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2007 tarih ve 2007/87 Karar sayılı kararı ile "...Yargıtay Başsavcısının itirazı yasa yolunun; Başsavcının hukuka aykırı gördüğü Özel Daire kararlarının Ceza Genel Kurulu tarafından giderilmesini istemek ve bu yolla içtihat birliğini sağlamak işlevini gördüğü, ayrıca kamuoyunun tatminine yönelik bir yönünün de bulunduğu, belirtilen yararların sadece kesinleşen kararlar için kabul edilip, bozma kararları için kabul edilmemesinin isabetli olmadığı, nitekim geçmiş yıllarda Özel Dairelerce bozulmuş olan çok sayıda dosyanın bu yolla Ceza Genel Kuruluna getirildiği ve kararlardaki hukuka aykırılıkların giderildiği, Kaldı ki, 5271 sayılı Yasanın 308. maddesindeki düzenlemede; 1412 sayılı Yasanın 322. maddesinin 4. fıkrası adeta tekrar edilerek; “Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re’sen veya istem üzerine, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.” denilmek suretiyle; söz konusu yasa yolunun Yargıtay ceza dairelerinin tüm kararlarına karşı tanındığının açıkça belirtildiği, buna karşılık itiraz nedenlerinin ayrıca gösterilmediği, hatta daire kararlarında yer alan hangi hukuka aykırılıklarla ilgili olarak bu yola başvurulabileceği yönünde bir sınırlama da getirilmediği, oysa 5560 sayılı Yasanın 29. maddesinde yeniden ihdas edilen “karar düzeltme yolunda” açıkça sınırlamalara yer verildiği, bunun yasa koyucunun itiraz yolunu düzenlerken isteyerek sınırlama koymadığı şeklinde anlaşılması gerektiği, Bu nedenle, 5271 sayılı CYY.nın 308. maddesindeki yetkiyi, yorum yoluyla daraltmaya olanak bulunmadığından Yargıtay Özel Dairelerinin bozma kararlarına karşı da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından bozma yoluna gidilebileceği, Kabul edilmekle, Somut
    olayda; Yerel Mahkeme hükmünün, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bozulması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz yasa yoluna başvurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, 27.03.2007 tarihli birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamasa da, 10.04.2007 tarihli ikinci müzakare sonunda oyçokluğu ile işin esasına geçilmesine karar verilmiştir." şeklinde karara bağlandığını,
    Bölge Adliye Mahkemeleri Cumhuriyet Başsavcılığının CMK m.308A itirazı da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı m.308 itirazı ile aynı işlevi gördüğünü, kanun koyucu bu nedenle başka bir yerde değil madde 308'in altında üstelik 308A adıyla düzenleme yapmak gereği duyduğunu, üstelik Yargıtay Ceza Dairelerinin bozma kararlarına karşı alt derece mahkemelerin direnme hakkı var iken, bölge adliye mahkemeleri ceza dairelerinin bozma kararlarına karşı alt derece mahkemesinin direnme hakkı dahi olmadığını, bu düzenlemeler karşısında oluşabilecek bir çok haksızlığın sistem içinde giderimi itiraz olağanüstü yasayolu dışında mümkün olmadığını, bilindiği gibi kanun yararına bozma olağanüstü yasayolu sanık aleyhine sonuç doğurmadığını, bu tespitler karşısında bölge adliye mahkemelerinin ceza dairelerinin bozma kararlarına karşı da bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılıklarının CMK m.308A kapsamında itiraz etmelerinin mümkün olduğunu kabul etmek dışında bir olasılığın olmadığını belirtmişlerdir.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Mahkemeler tarafından verilen ara kararlar ile yargılamayı bitiren nihai kararların hukuka uygun olmadığının düşünülmesi halinde kararın bir kere daha aynı mahkeme ya da üst mahkeme tarafından gözden geçirilmesini sağlayan usüllere kanun yolları denmektedir.
    Kanun yolları ile hukuki güvenliğin artırılması adaletin gerçekleştirilmesini sağlamak amaçlanmaktadır. Mahkemenin hukuksal uyuşmazlığı çözen kararının kesinleşmesi ile infaz edilebilir hale gelmektedir.
    Kanun yolları ile mahkeme kararlarının denetlenmesi, ortaya iki sonuç çıkarmaktadır. Birincisi verilen kararın doğruluğunun onaylanması ile infaz edilebilir hale gelmesi ki; buna onama kararı, ikincisi ise; mahkemesince verilen hükmün tüm sonuçları ile ortadan kaldırılarak yeniden hüküm verilmesini sağlaması; buna da bozma kararı denmektedir..
    Mahkemesince verilen kararın onaylanması kesin karar olarak taraflar lehine ya da aleyhine sonuç doğuran infazı kabil bir karar haline dönüşmektedir.
    Bozma kararı ile ilk derece mahkemesince verilen karar, tüm sonuçları ile ortadan kaldırılarak yenilik doğuran, ancak mahkemesince karara bağlanmadığı sürece infazı olmayan sonuç doğurmayan karar haline dönüşmektedir.
    Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma kararları ile ilgili hukuka aykırılığın giderilmesi için, mahkemelerin asıl ceza davasını çözmeye devam etmesinin artık imkânsız hale gelmiş olması veya hukuka aykırılığın giderilebilmesi açısından bölge adliye mahkemesi cumhuriyet başsavcılığının, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararlarına karşı itiraz yolundan başka imkan kalmaması gerekmektedir.
    Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerince bozma kararı verilmesi halinde dosya ilk derece mahkemesine gönderilecek, ilk derece mahkemesinin her ne kadar bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma kararlarına karşı direnme hakkı yok ise de verilecek uyma kararı yine kanun yollarına tabi olacağından hukuki hataları düzeltilmesi yine mümkün olacaktır.
    Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma kararlarına karşı Ceza Muhakemesi Kanunun 284. maddesinin 1. fıkrasındaki; "Bölge adliye mahkemesi karar ve hükümlerine karşı direnilemez; bunlara karşı herhangi bir kanun yoluna gidilemez.", düzenlemesi ile ilk derece mahkemelerinin direnme hakkının olmadığı ifade edilmiş ise de; Bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin bozma kararı ile ilk derece mahkemesince verilen kararın ortadan kalktığı, böylece ortada infazı kabil sonuç doğurucu bir karar bulunmadığından CMK anlamında kesin nitelikte karar olmadığı sonucuna varılacaktır.
    KARAR:
    Bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin bozma kararları kesin nitelikte karar
    sayılamayacağından; bozma kararlarına karşı CMK 308/a anlamında itiraz yoluna gidilemeyeceğine dair; karara yapılan itirazın yerinde olmadığından REDDİNE,
    Dosyanın 5271 sayılı Kanunun 308/3. maddesi uyarınca bir karar verilmek üzere Yargıtay Genel Kuruluna gönderilmesine oy birliği ile evrak üzerinden karar verildi. 25.04.2022




    Hemen Ara