Esas No: 2013/136
Karar No: 2013/3211
Karar Tarihi: 17.05.2013
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/136 Esas 2013/3211 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-birleşen davanın davalısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava, taraflar arasında imzalanan 30.06.2006 günlü İncity Projesi Mekanik Tesisat İşleri Sözleşmesi ve İdari Şartname’nin uygulanması sırasında ortaya çıkan uyuşmazlık sonucu, sözleşmenin 23. maddesindeki tahkim şartına göre oluşturulan hakem kurulu kararının iptâli istemlerine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karar, davacı birleşen dosya davalısı vekilince temyiz edilmiştir.
Asıl dava 09.07.2012, birleşen dava 17.08.2012 tarihinde açılmıştır. Sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 516 ve devamı maddelerinde hakem kararlarına karşı temyiz yoluna başvurulabileceği kabul edilerek, bozma sebepleri düzenlemiştir. 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 439. maddesinde hakem kararına karşı yalnızca iptâl davası açılabileceği hükmü getirilmiş ve iptâl sebepleri sayılmıştır.
Tahkim şartını düzenleyen sözleşmenin 23. maddesinde, uyuşmazlıkların hakem marifetiyle halledileceği, her iki tarafın seçeceği birer hakemin üçüncü bir hakemi seçerek konuyu çözecekleri, hakemler aralarında üçüncü hakemi seçemezlerse hakemin ... Ticaret Mahkemesi"nce seçileceği, üçüncü hakemin heyetin başkanı olduğu, hakemlerin uyuşmazlığı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uyarınca halledecekleri kararlaştırılmıştır. Bu düzenlemenin dışında tahkimle ilgili taraflar arasında yeni bir sözleşme ve ihtilâfın Hukuk Mahkemeleri Kanunu’na göre çözümlenmesini kabul ettiklerine dair bir anlaşmanın varlığı da ileri sürülmemiştir. Her iki tarafın da iptâl davası açmış olması nedeniyle iradelerin birleştiği düşünülebilir ise davaları açan vekillerin vekâletnamelerinde sözleşme hükümlerini değiştirmek ve tahkim anlaşması yapmak konusunda özel yetkileri bulunmadığından yeni bir tahkim sözleşmesi oluşturulduğu ve sözleşmenin değiştirildiği kabul edilemez.
Her ne kadar, tahkim şartı ya da sözleşmesi yargılamanın kimin tarafından yapılacağına ilişkin olduğundan usul sözleşmesi niteliğinde ise de, bu sözleşmenin kurulması ve geçerliliği maddi hukuk işlemidir. Buna göre maddi hukuk alanında yapılan yeni kanunlar yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan kanuna göre geçerli olarak kurulan sözleşmeleri hükümsüz hale getirmez. Maddi hukuk sözleşmelerinin geçerliliklerinin yapıldıkları tarihteki kanun hükümlerine tabi olduğu doktrin ve Yargıtay İçtihatlarının kabulündedir.
Bu durumda tahkim şartını da ihtiva eden yanlar arasındaki sözleşme, maddi hukuk işlemi olup taraflar uyuşmazlığın hakem heyetince ve açıkça Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre çözümü kabul ettikleri ve bu sözleşme geçerli olup tarafları bağlayıcı olduğundan olayda sözleşme tarihindeki maddi ve usul hukuku kurallarının uygulanması gerektiği, somut olayda 6100 Sayılı HMK’nn 439. maddesinde hakem kararlarına karşı sadece iptâl davası açılabileceği hükmünün uygulama olanağı bulunmadığı ve tarafların iradesi ile uygulanmasını kabul ettikleri HUMK’nın 516 ve devamı maddelerinde hakem kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulabileceği kabul edildiğinden, mahkemece iptâl davasının bu sebeple reddi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dosya davalısının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Hakem Kurulu Karanının HUMK’nın 532. maddesi uyarınca mahkemece taraflara tebliğ edilip temyiz edilmesi halinde gerekli işlemler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesine, 17.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.