Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2882 Esas 2022/1306 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2882
Karar No: 2022/1306
Karar Tarihi: 23.02.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2882 Esas 2022/1306 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, mirasçılarından ve muris annelerinin kendisine tahsis ettiği taşınmaza bir ev yaparak 25 yıldır oturduklarını belirterek, tapunun iptali ve miras payları oranında tescil isteminde bulunmuştur. Davalı ... ise, taşınmazın bir kısmının kendisine verildiğini, yapının davacılar tarafından yapıldığını ve tapunun iptali talebinin reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme, davacı tarafın iyiniyetinin kabul edilemeyeceğine karar vererek davanın reddedilmesine hükmetmiştir. Ancak İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi, davacıların iyiniyetli olduğunu kabul ederek hükmü bozmuştur.
Kanun maddeleri:
- TMK 684. madde: Yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur.
- TMK 718. madde: Yapının malikinin, taşınmazın maliki tarafından belirlenir.
- TMK 722. madde: Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir.
- TMK 723. madde: Yapı sahibi taşınmaz malikine karşı ileri sürdüğü iddiaları ispatlamakla yükümlüdür.
- TMK 724. madde: Yapı sahibi, ödemeyi yapıp malzeme sahibine uygun bedel vermek şartıyla, inşaat yaparken taşınmazın malikine karşı taşınmazın mülkiyetine tabi ol
7. Hukuk Dairesi         2021/2882 E.  ,  2022/1306 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
    ...
    ...

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.04.2017 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 19.04.2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar vekili dava dilekçesi ile, davacılardan ...'nın murisi ...'in sağlığında mal varlığını dört çocuğu arasında yaptığı taksim sonucunda 1725 parsel sayılı taşınmazını davacı ...’ya tahsis ettiğini, davacı ... ve eşi ...ile birlikte iki katlı ev yaptığını ve 25 yıldır çocukları ile birlikte oturduklarını, muris ... 'ün tapuları devredemeden vefat ettiğini, davalı ...'nin ortaklığın giderilmesi davası açtığını belirterek TMK 724. maddesi uyarınca bedelsiz olmaz ise bedelli tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
    Davalılar adına usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davalılar davaya cevap vermemiştir.
    Davalı ...'in duruşmada alınan beyanında; annesinin tüm malını dört çocuğu arasında paylaştırdığını ...,...,... nolu parsellerin davalı ...'ye verildiğini, ...'nin tapuya haciz konmaması için devri dünürü olan...'na yaptığını, sonra nişanın bozulduğunu, davaya konu edilen evin davacı ... ve eşi ...tarafından yapıldığını ve 1991 yılından beridir bu evde oturduklarını bildirmiştir.
    Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 19.4.2018 tarih 2017/29 E. 2018/316 K. sayılı kararı ile ".... murisine ait olduğu taşınmaz üzerinde bina yapan ve diğerlerinin de yasal miras oranında pay sahibi olduğunu bilen davacının ve bina sahibinin iyi niyeti kabul edilmesinin mümkün olmadığı,..." gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekili bu karara karşı istinaf talebinde bulunmuştur.
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/954 E. 2021/574 K. 08.04.2021 tarihli kararı ile; Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.04.2018 tarih ve 2017/29 Esas 2018/316 sayılı Kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, TMK 724. maddesine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
    TMK’nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK’nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.
    Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir.
    TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir.
    Malzeme sahibinin TMK’nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır;
    a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır.
    TMK’nın 724. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.
    Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul)
    İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır.
    b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır. (Objektif koşul)
    c) Üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir.
    d) Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
    Davacı ..., muris annesi ...’in sağlığında taşınmazlarını dört çocuğuna paylaştırdığını, kendisine verdiği 1725 (yeni 252 ada 12)parsel sayılı taşınmaza eşi ...ile birlikte iyiniyetle iki katlı ev yaptıklarını ve o tarihten beri de çocukları ile birlikte oturduklarını, eşinin de vefat ettiğini bildirerek tapunun iptali ile miras payları oranında tescilini talep edilmiştir. Dosya kapsamından ve yapılan yargılama sonucunda dava konusu evin davacı ... ve eşi tarafından yapıldığı ve bu tarihe kadar nizasız bir şekilde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı ve muris eşi ileride kayden kendisine verileceği inancı ile iyiniyetli olarak inşaat yaptıklarından, TMK 724. maddesi bağlamında davacı yönünden "iyiniyet" koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda temliken tescile ilişkin diğer şartlar da araştırılıp incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/954 Esas - 2021/574 Karar 08.04.2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA, Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/29 Esas 2018/316 Karar sayılı 19.04.2018 tarihli kararının BOZULMASINA, peşin yatırılan harçların iadesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 23.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara