Esas No: 2012/4057
Karar No: 2013/3125
Karar Tarihi: 15.05.2013
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/4057 Esas 2013/3125 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş ise de miktar itibariyle duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, ayıplı imâl edilen eserdeki ayıbın giderilme bedelinin tahsili istemiyle açılmış, mahkemenin; davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar ile 2007 yılında kaplıcaları iyileştirme ve güzelleştirme amacıyla alüminyum profil ve çift cam yapma konusunda anlaştıklarını, davalıların ayıplı imalât yapması nedeniyle rüzgarlı havalarda profillerin yerinden oynadığını, yağmurlu havalarda ise profiller ile cam arasındaki boşluktan yağmur suyu girdiğini belirterek bu ayıpların giderilme bedelinin davalılardan tahsilini istemiş, davalılar, süresi içersinde kendilerine ayıp ihbarında bulunulmadığını belirterek davanın reddini istemişler, iş bedelinin tamamının ödenmediği konusunda bir itiraz ileri sürmemişlerdir. Mahkemece; eserin 19.12.2007 tarihinde teslim edilmesine karşın süresi içersinde yazılı olarak ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yargılama sırasında alınan ve birbirini doğrulayan bilirkişi raporlarında; alüminyum doğramalar ile denizlikler arasında açıklıklar bulunduğu, dışardan çekilmesi gereken silikonun çoğu yerde çekilmediği veya içten çekildiği, açılabilir kanatlarla sabit kanatlar arasında ölçüm hatası nedeniyle açıklıklar olduğu, birçok yerde stopların, kelepçelerin ve fitillerin eksik olduğu ve bu ayıpların giderilme bedelinin 8.493,40 TL olduğu belirtilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun 359. maddesinde; eserdeki ayıbın açık ayıp olması halinde, eserin tesliminden sonra işlerin mutat cereyanına göre imkân bulunur bulunmaz, 362/III. maddesi uyarınca da eserdeki ayıbın gizli ayıp olması halinde ise; varlığının öğrenilir öğrenilmez iş sahibi tarafından yükleniciye karşı ayıp ihbarında bulunulması gerektiği belirtilmiştir. Aksi taktirde iş sahibi, eseri kabul etmiş sayılır. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre; ayıp ihbarının şekil koşuluna bağlı olmadığı ve ayrıca; hukuki bir işlem değil "hukuki işlem benzeri bir fiil" olması nedeniyle süresi içerisinde ayıp ihbarının yapıldığının tanık da dahil olmak üzere her türlü delille kanıtlanabileceği kabul edilmektedir.
Somut olayda ise, 12.05.2010 günlü keşifde dinlenen davalı tanığı ..., eserin tesliminden 10-15 gün sonra davacı iş sahibi tarafından eserin ayıplı olduğunun kendilerine bildirildiğini beyan etmiştir. Bu durumda, davacı iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulduğunun kabulü gerekir.
Yukarıda açıklanan olgular karşısında mahkemece; süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulduğunun kabulü ile bilirkişi raporlarında belirlenen ve ayıplı imalâttaki ayıbın giderilme bedeli olan 8.493,40 TL alacağın, davalının dava açılmadan önce temerrüde düşürüldüğünün kanıtlanamaması da dikkate alınarak dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar vermek gerekirken, süresinde yazılı şekilde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bent uyarınca kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 15.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.