Esas No: 2021/4565
Karar No: 2022/1419
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4565 Esas 2022/1419 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4565 E. , 2022/1419 K.Özet:
Davacılar, davalı kardeşlerinin paydaşı oldukları taşınmazda yaptıkları evle kendi kullanımlarının engellendiğini ve eski yapının yıkılması sonucu zarar gördüklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım, maddi ve manevi tazminat talebiyle dava açmışlardır. Mahkeme, elatmanın önlenmesi ve yıkım taleplerini reddederken, eski eşya, zeytin ağacı ve eski ev bedellerinin kısmen kabulüne karar vermiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi bu kararı bozarak, taşınmazın paylaşım sonrası tüm paydaşlar arasında anlaşma yapılarak kullanılmadığını ve davacıların kullanabilecekleri bir kısım yer bulunduğunu belirtmiştir. Bu nedenle elatmanın önlenmesi ve kal davasının reddi gerektiği kararına varmıştır.
Kararda yer alan kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi (iyi niyet kuralı) ve paylı mülkiyet hükümleri.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : ... vd.
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13/05/2013 gününde verilen dilekçe ile paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım, maddi ve manevi tazminat talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03/12/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım, maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacılar vekili, paydaşı oldukları 85 parsel sayılı taşınmazda bulunan evi davalı kardeşlerinin yıkarak yerine yeniden ev inşa ettiğini, yeni yapılan yapının taşınmazın ortasına yapıldığından kendi kullanımlarının engellendiğini, eski evin yıkıldığını zeytin ağaçlarının kesildiğini, miras bırakanlarından kalma eşyaların da dışarı atılarak telef olmasına yol açıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine, yapının yıkılmasına, maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, taşınmazı fiilen taksim ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların çekişmesiz olarak kullanabilecekleri yer bulunduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin reddine, maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine, yıkılan zeytin ağaçları ile eski ev bedeli isteklerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2018/1817 Esas 2018/15884 Karar sayılı ilamıyla "davalının dava konusu taşınmazı fiilen taksim ettiklerini savunduğu, davalı tanığı ... 'in ise davalının eşi olduğunu, tarafların taşınmazı böldüğünü ancak yapı inşa edilirken orada bulunmadıklarından davacıların sınırına taşma olduğunu belirttiği, davacılar vekilinin temyiz dilekçesiyle davalının inşa ettiği evin ortak sınırı aştığını ileri sürdüğü, 01.04.2014 tarihli fen bilirkişi raporuna göre de inşa edilen yapının taşınmaz iki eşit parçaya bölündüğünde 14,81m²'lik kısmının davacılara ait bölümde kaldığının tespit edildiği, bu durumda, davacılar ile davalının çekişmeli taşınmazı fiilen taksim ettikleri gözetilerek paylaşım sonucu taşan kısım saptanmak suretiyle davalının elatmasının önlenmesine ve taşan kısımda bulunan yapının yıkılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile isteklerin reddine karar verilmesinin doğru görülmediği" gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davacının eski eşya bedeli, zeytin bedeli, eski ev bedeli ve manevi tazminat talebi hususları bozma konusu yapılmadığından kararın bu talepler yönünden kesinleştiği anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına, davacılar ile davalının çekişmeli taşınmazı fiilen taksim ettikleri gerekçesiyle de, davacının el atmanın önlenmesi ve kâl talebinin kabulü ile; 01/04/2014 tarihli fen bilirkişisi raporunda gösterilen yüzölçümü 112,31 m² olan tek katlı binanın, davacıların kullanım alanındaki fen bilirkişisi raporunda kırmızı renkle gösterilen 14,81 m²'lik alana el attığının tespiti ile 14,81 m²'lik alandaki yapının kâl'i ile davalının el atmasının önlenmesine, karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK'nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
Somut olaya gelince; dava konusu 85 parsel sayılı taşınmazda davacılar 1/4'er paylarla davalı ise 1/2 pay ile paydaştır.
Tarafların paydaş olduğu taşınmaz üzerine davalı tarafça bina yapıldığı, davacıların paylarına karşılık çekişmesiz olarak kullanabileceği bir kısım yer bulunduğu ve taşınmazın davacılar tarafından kullanılmasının davalı tarafça engellenmediği, taşınmazın kullanım şeklinin tüm paydaşlar arasında yapılan bir anlaşma ile belirlenmediği gibi fiili bir kullanım biçiminin de oluşmadığı, anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, elatmanın önlenmesi ve kal davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.