Esas No: 2012/3821
Karar No: 2013/3065
Karar Tarihi: 13.05.2013
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/3821 Esas 2013/3065 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ile takibin devamı istemesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte taraflar arasında tekstil ürünlerinin fason işçiliğinin yapılması konusunda akdî ilişki kurulduğu tarafların kabulündedir. Davacı yüklenici takip dayanağı faturalardaki malların fason işçiliğini yapıp bedele hak kazandığını iddia etmekte, davalı iş sahibi de faturada yazılı malların teslim edilmediğini savunmaktadır. Faturalara 6762 Sayılı TTK"nın 23. maddesi gereğince süresinde itiraz edildiğinden içeriği kesinleşmemiştir. Davacı ile davalı arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu sabit olduğuna göre işin yapılarak davalıya teslim edildiği ve iş bedeline hak kazanıldığı ve istenebilir olduğunun yüklenici tarafından kanıtlanması gerekir. İşin teslimi "maddi olay" niteliğinde olduğundan davacı yanca her türlü yasal delille ve bu kapsamda tanık delili ile kanıtlanabilir. (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi"nin 20.04.2010 gün 2010/858-2293 Esas-Karar sayılı ilâmı) Yeminle dinlenen davacı tanıklarının beyanları ve davalı tanığının fatura konusu malların teslim edildiğine, ancak teslimin eksik olduğuna dair beyanı dosyada eksikliği belirleyen bir delilin bulunmaması ile birlikte değerlendirildiğinde davacı yüklenicinin teslimi ispatladığı, davalı iş sahibinin ise eksik teslimi kanıtlayamadığının kabulü gerekir. Tanıkların tarafların yakını ya da onlarla iş ilişkisi içinde olması başka bir sebep bulunmadıkça onların beyanına itibar etmeme nedeni olmayacağından mahkemenin davacı tanıklarının beyanlarını kabul etmeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
İspat külfeti kendisine düşen tarafın iddiasının yasal delillerle kanıtlamış olmasına rağmen mahkemece o tarafa yemin teklifi hakkı hatırlatılıp ve bunun sonucuna göre davanın sonuçlandırılmış olması geçersiz işlem vasfında olacağından yemin teklifine zorlanan taraf aleyhine hukuki sonuç doğurmaz. (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi"nin 2003/6827 Esas, 2004/3782 Karar sayılı ve 06.07.2004 günlü ilâmı)
Bu durumda mahkemece, davacı yüklenici tarafından takip dayanağı faturalardaki malların davalı iş sahibine teslim edilip bedeline hak kazanıldığının yasal delillerle ispat edildiği ve bedelin miktarı konusunda mutabakat bulunmadığından 818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun 366. maddesi hükmünce konusunda uzman teknik bilirkişiden alınacak raporla, sözkonusu işlerin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre bedeli hesaplattırılıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi yerine eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu ret kararı verilmesi doğru olmamış bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 13.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.