Esas No: 2020/7906
Karar No: 2021/5063
Karar Tarihi: 25.02.2021
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2020/7906 Esas 2021/5063 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 11. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili asıl davada özetle; müvekkilinin 09.03.2009 tarihinden 03/09/2013 tarihine kadar davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye (...) ait ... Elektrik Arıza Onarım Bakım Monitörlüğünde değişen alt işveren şirketler nezdinde elektrik teknisyeni olarak çalıştığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerince düzenlenen 10.05.2011 tarihli raporda davalı şirketin endeks okuma, açma-kesme işleri,elektrik ihbar merkezi, bakım onarım servisi, montaj servisi, tenvirat, havai hat, tranje servislerinde yapılan işlerin alt işverenlere verilmesinin muvazaalı kabul edildiğini, davalı ... tarafından ... 1. İş Mahkemesinin 2011/681 esas sayılı dosyasından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığının söz konusu raporuna karşı itiraz maksadıyla açılan davanın reddine karar verildiğini, buna göre davacının başından itibaren davalının işçisi sayılması gerektiğini, ancak davacının üyesi olduğu Sendika ile davalı ... arasında imzalanın 14. ve 15. dönem toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılmayarak toplu iş sözleşmesinde düzenlenen alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile ücret farkı alacağı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, ilave tediye ve ikramiye alacağı, sosyal yardım alacağı,iş güçlüğü tazminatı, gıda yardımı, elektrik yardımı, vardiya tazminatı, vardiya dönüş ücreti,cumartesi çalışma zammı alacaklarının davalı ...’dan tahsilini talep etmiş, ... 8. İş Mah. 2016/216 esas sayılı dosyası ile 22.04.2016 tarihinde açmış olduğu ve asıl dava ile birleşen davanın dava dilekçesinde ise özetle; davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin özelleştirilmesi sonrasında davalı ... Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş. nezdinde çalışmasına devam etmesine karşın, söz konusu davalı tarafından 18.03.2016 tarihinde iş sözleşmesine son verildiğini beyan ederek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, ilave tediye,ikramiye,sosyal yardım alacağı, iş güçlüğü tazminatı ve vardiya primi alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalılar vekili asıl ve birleşen davaya karşı cevap dilekçelerinde; ... Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin ihale makamı olduğunu, yüklenici firmalar ile arasında asıl - altişveren ilişkisi bulunmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, özelleştirme kapsamına alınması nedeni ile personel alımı yapılmadığını, sözleşmenin belirli süreli olup olmadığının irdelenmesi gerektiğini, ... Enerji Dağ. ve Perakende Satış Hiz. A.Ş. yönünden işyeri devri söz konusu olmadığını, bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini ve her iki davalı yönünden taleplerin zamanaşımına uğradığını, iddiaların doğru olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı-birleşen dosya davalıları vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının gerçek işvereninin davalı ... olduğu ve davalı ..."ın özelleştirildiği tarihe kadar 6772 sayılı Yasa kapsamında kamu işvereni vasfında olduğundan, Toplu iş sözleşmesi gereğince 6772 sayılı Yasanın 1 ve 3. maddeleri kapsamında davacının ilave tediye tedavi alacağı hesaplaması doğru olduğu ancak 28.05.2013 tarihinde özelleştiği için kamu işvereni vasfı sona erdiğinden 28.05.2013 tarihinden sonraki döneme ilişkin ilave tediye alacağı hesaplanmasının hatalı olduğu, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olduğu gerekçesiyle, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı-birleşen dosya davalıları vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı-birleşen dosya davalıları vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece asıl ve birleşen dava birlikte görülerek sonuçlandırılmıştır. Davalar birleşse bile iki ayrı dava vardır. Mahkemece hüküm kurulurken asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması ve yargılama giderlerinin de ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu" nun 297. maddesine aykırı karar verilmesi hatalıdır.
3-Davacının hesaba esas alınan hizmet süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı işçinin davalı işyerinde 17.04.2008-28.03.2016 tarihleri arasında çalıştığı kabulü ile talep konusu işçilik alacakları hesaplanmış ise de,davacının davalı ... döneminde 17.04.2008-31.08.2013 tarihleri arasında hizmetinin hangi alt işverenler nezdinde geçtiği, söz konusu işverenlerin ...’ın ihale ile hizmet satın aldığı firmalar olup olmadığı tespit edilmeksizin, tereddüte mahal vermeyecek biçimde açıklıkla hizmet süresinin belirlenmemiş olması eksik incelemeye dayalı ve hatalı bulunmaktadır.
4- Taraflar arasında davacının yıllık izin alacağının bulunup bulunmadığı hususunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukuku için haksızlığın önlenmesinin anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Doğru hüküm kuramama, bazen ise zayıf olan tarafın bir usuli hakkı bilmiyor olması dolayısıyla söz konusu olmaktadır. Böyle bir durumda, hakkın özünün, usule kurban edilmesi mümkün olmadığından, tarafın bir vakıayı bütün ayrıntılarıyla getirmemiş olması dolayısıyla yargılamanın doğru ve adil bir hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde aydınlatılmamış olması durumunda hâkim devreye girecek ve söz konusu usûlî olanağı tarafa hatırlatacaktır.
Somut olayda davacı vekili, süre belirtmeksizin davacının yıllık izinlerinin kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, ispat yükü üzerinde olan işverence imzalı yıllık izin defteri ve eşdeğer belge sunulmadığı gerekçesiyle davacının toplam hizmet süresine göre 128 gün hiç izin kullanmadığından yıllık izin hakkının bulunduğu kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
5-Davalılar vekili, davacının son işveren ... Enerji ve Dağıtım Anonim Şirketi’nde geçerli olan toplu iş sözleşmesinden faydalandırıldığını,davacıya bordrolar ile sosyal yardım ve ikramiye alacaklarının tahakkuk ettirilerek ödendiğini, hesaplamalarda bordrolardaki tahakkukların mahsup edilmediğini ileri sürmüştür.
Asıl ve birleşen dava dilekçelerinde ... Sendikası ile davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş. arasındaki toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklara ilişkin taleplerin ileri sürüldüğü,dava dışı son işveren ... Enerji Şirketi’nin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesine dayanan bir talebin yer almadığı anlaşılmaktadır. Davacının aynı anda geçerli olan iki ayrı toplu iş sözleşmesinden yararlanması mümkün olmayıp, bir dönem için sadece bir toplu iş sözleşmesinin uygulanması söz konusudur. Bu nedenle, davacıya davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş’nin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesi hükümleri tatbik olunmalı, dava dışı ... Enerji Şirketi’nin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi uyarınca ödendiği anlaşılan miktarlar ise hesaplanan alacak kalemlerinden mahsup edilerek sonuca gidilmelidir.
Bordrolardaki tahakkukların ödenip ödenmediğinin tespiti noktasında davacıya ait banka hesap hareketlerinde eksik olan dönemler var ise celbedilerek irdelenmelidir. Hesaplamalar esnasında dava dilekçesindeki ve davacı vekilinin diğer dilekçelerindeki taleplerle bağlılık kuralı da gözetilmelidir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 25/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.