Esas No: 2021/2496
Karar No: 2022/1381
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2496 Esas 2022/1381 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/2496 E. , 2022/1381 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17/01/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19/01/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalının, müvekkillerinin paydaşı olduğu 5691 ada 308 parsel sayılı taşınmazdan pay satın aldığını, müvekkillerine herhangibir bildirimde bulunulmadığını ileri sürerek önalım hakkı nedeniyle davalının dava konusu taşınmazdan satın almış olduğu payların tamamının tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline pay satanlardan ...’in davacıların kardeşi olup, 18.01.2011 tarihinde müvekkili ile kendi adına asaleten davacılar adına vekaleten düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, davacıların dava dışı İlhan’la anlaşarak kötüniyetle hareket ettiğini, pay satışından da haberdar olduklarını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, “...tapuda yapılan işlemlerin tarih sırası itibariyle değerlendirilmesi sonucunda, davacıların vekilleri ...'in aracılığı ile davalı şirket ile aralarında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlemeleri, ve en son yapılan ve ön alım davasının hukuki dayanağı olarak belirtilen satım akdine ilişkin akit tablosuna göre de, davacıların vekili olarak hareket eden dava dışı ...' in kendisine ait olan hissenin tamamını davalı şirkete devretmesi nedeniyle, tekrardan davalı şirketin dava dışı ...'e ait olması gereken 1/6 payı ...'e devrettiği gerekçesine dayalı olarak dava koşulları oluşmadığından” davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen karar, davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 03.03.2015 tarihli, 2014/14912 Esas, 2015/2325 Karar sayılı ilamıyla onanmış, davacılar vekilinin karar düzeltme isteği reddedilmiştir.
Davacılar vekilinin Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvuru neticesinde, davacıların dava konusu taşınmazda davalının aldığı tüm paylar için dava açtığı halde mahkeme kararında davalının dava konusu taşınmazın önceki paydaşlarından dava dışı ...’den aldığı pay ile ilgili herhangibir değerlendirme yapılmaması nedeniyle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiş, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilen dosya yeni esasa kaydedilmiştir.
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda “...,mahkememizce ilk kararda da işaret edildiği üzere dava dışı ...' in davalı ile düzenlenmiş olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde kendi adına asaleten ve davacılar adına vekaleten hareket etmesi nedeniyle diğer davacılar gibi taşınmazda 1/6 oranında pay sahibi olması gerekmekte olduğundan, 05.08.2011 tarihi itibariyle dava dışı ...'in taşınmazdaki 1/4 hissesinin tamamını davalı şirkete sattığı ve 1/6 payın sonradan 7.12.2012 tarihli akit tablosundaki satış nedeniyle tekrar adına tescil edildiği sabit olduğundan dava dışı ... tarafından davalıya yapılan devir işlemlerine yönelik istemin reddine karar vermek gerekmiş olup Anayasa Mahkemesi kararında belirtilen dava dışı ... açısından yapılan değerlendirmede, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesi gereğince herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın acıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Dava dışı ..."in hissesini 05/08/2011 tarihinde davalıya devrettiği, bu tarihten itibaren iki ay içerisinde bu kez ..."in 30/09/2011 tarihinde aynı taşınmazdaki hissesini davalıya devrettiği, dava dışı ..."in davacılara vekaleten kendisine asalaten Kartal 8. Noterliğinin 18/01/2011 tarihli 01608 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesini davalı ile imzaladığı, davacıların bu husustan haberinin olmadığı iddialarının soyut nitelikte kaldığı, kendilerinin iradelerine uygun olarak yapılan bu işlemden sonra iki ay içerisinde bu kez dava dışı ..."in de hissesini aynı davalıya devretmesi nedeniyle bu kez önalım hakkını kullanmak istemelerinde iyi niyetli olmadıkları” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tâbi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Somut olayda, dava dışı ...’in dava konusu 5697 ada 308 parseldeki 1/4 payının tamamını 05.08.2011 tarihli, 14853 yevmiyeli resmi senetle 50.000 TL bedelle davalıya sattığı; dava dışı ...’in dava konusu taşınmazdaki 1/12 payının tamamını 30.09.2011 tarihli, 18090 yevmiyeli resmi senetle 22.000 TL bedelle davalıya sattığı; 07.12.2012 tarihli, 22371 yevmiyeli resmi senetle dava konusu taşınmazdaki payının yarısını dava dışı İlhan’a satması nedeniyle davalının taşınmazda 1/6 payının bulunduğu dosya arasındaki tapu kaydı ve resmi senetlerden anlaşılmaktadır.
Dava konusu 5691 ada 308 parsel hakkında dava dışı ...’in davalı ile kendi adına asaleten, davacılar adına vekaleten 18.01.2011 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığı; davalının bu sözleşmeden sonra, dava konusu taşınmazın paydaşlarından dava dışı ... ve ...’in paylarını 05.08.2011 ve 30.09.2011 tarihlerinde satın aldığı, davacılar tarafından 17.01.2013 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşıldığından dava tarihi itibariyle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği ileri sürülmediğine göre davacıların kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan davalıya karşı önalım hakkını kullanmaları TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmadığı gibi, davacıların dava açmakta hukuki yararları da yoktur.
Mahkemece, bu hususun tespiti ile davanın reddine karar verilmesi doğru olduğundan usul ve yasaya uygun bulunan karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...