Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6553 Esas 2022/1386 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ortaklığın giderilmesi davası görülmekteydi ve verilen hüküm bir kısım davalılar tarafından temyiz edildi. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun değiştirilen maddelerine göre gerçek kişilere yapılacak tebligat için iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Adres kayıt sistemindeki adrese doğrudan tebligat yapılamaz ve öncelikle bilinen veya gösterilen en son adrese normal şekilde tebligat yapılır. Muhatabın bulunmaması durumunda tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi için araştırmalar yapılır. Muhatabın yeni adresi de tespit edilemezse tebliğ evrakı tebligatı çıkaran mercie geri gönderilir. Ancak Kanunun belirttiği şekilde açık mavi renkli zarfla yeni adresine tebligat yapılabilir. Kararda, tebligatın yapılan işlemlere uygun olmadığı ve savunma hakkını kısıtlayabileceği belirtilerek, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliğinin sağlanarak temyiz süresinin dolmasının beklenmesi gerektiği ifade edildi. Kararda ayrıca, temyiz eden davalının vekaletnamesinin dosyaya eklenmesi ve dava konusu taşınmazın güncel imar durumunun alınması için dosyanın mahkemesine iadesi kararı verildi. Kanun maddeleri detaylı olarak açıklanmadı.

7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1)Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2)Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
1-Gerekçeli karar, davalı ...'in bilinen adresi itibariyle Tebligat Kanununun 10. maddesine göre tebliğe çıkarılmış ise de davalının adreste bulunmaması nedeniyle posta memurunca yapılan araştırmada, isim vermeyen komşusu tarafından şahsın adreste tanınmadığının bildirilmesi üzerine tebligat evrakının, tebligatı çıkaran mahkemeye geri gönderilmesi gerekirken posta memurunca, evrak üzerindeki adresin davalının adres kayıt sisteminde yer alan adresi olduğu tespit edildiğinden, Tebligat Kanununun 21. maddesine göre işlem yapılarak ilgili mahalle muhtarına teslim edilmiştir. Bu durumda gerekçeli karara ilişkin bu tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla, davalı ...'e 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliğinin sağlanarak temyiz süresinin dolmasının beklenmesi;
2-Dosya içerisinde ve UYAP kaydında rastlanamadığından, hükmü temyiz eden davalı ... vekili Av. ...'ın vekaletnamesinin ilgilisinden temin edilerek dosyaya eklenmesi;
3-Dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın güncel imar durumunun ilgili belediyeden sorularak alınacak yazı cevabının dosyaya eklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 24.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.