Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2357 Esas 2022/1355 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2357
Karar No: 2022/1355
Karar Tarihi: 24.02.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2357 Esas 2022/1355 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, mirasın hükmen reddi talebiyle davalıya borçlu olmadıklarının kabulü ve icra takibinin iptali istemiyle dava açmışlardır. Yerel mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, verilen kararın esastan incelenmesi talep edilmiş ve Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından reddedilmiştir. Davacılar, bu kararı temyiz etmiştir. Mahkeme kararında, mirasın hükmen reddi davalarında terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, mirasçıların borçlu olmadığına dair taleplerinin reddedilmesi durumunda mirasın hükmen reddedilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak, temyiz talebi kabul edilmiştir.
Kanun maddeleri :
Türk Medeni Kanunu'nun 605/2, 606, 610. maddeleri.
7. Hukuk Dairesi         2021/2357 E.  ,  2022/1355 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    ...

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 27/04/2016 tarihinde verilen dilekçeyle mirasın hükmen reddi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 19/12/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından talep edilmiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar vekili, 12.09.2015 tarihinde vefat eden ...’ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine, Bursa 5. İcra Dairesinin 2016/4053 sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadıklarının kabulüyle icra takibinin davacılar yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; muris ...'ın ölüm tarihi itibariyle terekesinin borca batık olduğunun tespitine, davacıların mirasın hükmen reddedilmiş olduğunun tespiti talepleri ile, davacıların Bursa 5. İcra Dairesinin 2016/4063 sayılı dosyası sebebiyle borçlu olmadıklarının tespiti ve icra takibinin iptal edilmesi taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
    Davacılar vekilinin istinaf talebi Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince esastan reddedilmiştir.
    Davacılar vekili hükmü temyiz etmiştir.
    Dava, TMK'nın 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi ile davacıların borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece her ne kadar üç talep hakkında birlikte karar verilmiş ise de, mirasın hükmen reddi davasının niteliği gereği diğer davalarla birlikte görülmesi mümkün değildir. Menfi tespit ve icra takibinin iptali davası tefrik edilmesi gerekirken mahkemece birlikte hüküm kurulması doğru değildir.
    TMK'nın 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine yönelik olarak;
    Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
    Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne, Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ise de, yerel mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
    Somut olayda, yerel mahkemece murisin ölüm tarihi (12.09.2014) baz alınarak muris adına kayıtlı gayrımenkul, araç, banka kaydı olup olmadığı ilgili tapu müdürlüğü, emniyet müdürlüğü ve banka müdürlüklerinden sorulmadan, terekenin pasifini belirlemek adına murisin davalıya olan borç miktarı ölüm tarihi itibariyle saptanmadan, davacıların terekeyi sahiplenme anlamına gelebilecek davranışlarda bulunup bulunmadığı tespit edilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Kabule göre de, murisin ölümü nedeniyle sağlığında yaptırdığı hayat sigortası nedeniyle ödenen tazminat, hak sahipliği sıfatından doğan haklar olup terekeye dahil değildir. Murisin kullandığı kredinin ödenmeyen kısmının vefat sebebiyle hayat sigortasından karşılanması hayat sigortası yapılmasının bir gereğidir. Kalan meblağ ise terekeye dahil olmayıp yasal mirasçılara ödenmesi gereken sigorta tazminatıdır. Bu husus gözetilmeden TMK 610. maddesine göre terekeyi benimseme olarak kabul edilmesi doğru değildir.
    Ayrıca mahkemece, TMK’nin 605. maddesindeki, “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmü gözetilmeden terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verildikten sonra mirasçı (davacılar) yönünden mirasın hükmen reddedilmiş olduğunun tespiti taleplerinin reddine karar verilerek çelişki yaratılması da doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 373/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 24.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.











    Hemen Ara